tag:blogger.com,1999:blog-54379428362708289102024-02-06T18:09:49.894-08:00GULÇİN ERGÜLGülçin Ergül's Official BlogGÜLÇİN ERGÜLhttp://www.blogger.com/profile/14042146632195933845noreply@blogger.comBlogger56125tag:blogger.com,1999:blog-5437942836270828910.post-73033122146932590432018-04-21T15:24:00.001-07:002018-04-21T15:25:06.659-07:00Hello, it’s me... <div>Aslında seni tanıdığını sanan bir çok kişi eminim ki tanımıyordur. </div><div>Yıllardır tanıdığını söylersin toplasan çok az görüşmüşsündür. Ya da hiç gerçekten içine bakamamışsındır. Ya da merhaba, merhaba, internetten, uzaktan, televizyondan…</div><div>Belki o kadar zamandır yakından da tanırmış gibisindir, hiç gözlerine en derinden bakamamışsındır. Belki zor zamanında, çok mutlu bir anında, utandığında, söylemek istediklerini içinde tuttuğunda nedenlerini bilemezsin. </div><div>Bir insanı tanımak için ne yeterli olur? Sürekli sabit kalmayan bir şeyi ne kadar tanıyabiliriz? Yıllar, yıllar, kediyi öldüren cinsten bir merak ve ilgi gerekmez mi?</div><div><br></div><div>“Her şeyini biliyorum” dedi birisi bana. Öyle mi? </div><div>Ben her şeyimi kendim bile bildiğimden emin değilim, öyle diyeyim. </div><div>Google mı? Her şeyi bildiğini sanmayın. Çoğu uydurmasyon. </div><div>Ayrıca insan kendini bu kadar tanımak için mesai harcamalıyken, neden bir başkasına bu kadar kafa yorsun? Her şeyin cevabı insanın kendisindeyken, neden uzaklarda başkalarının patikasını izlesin?</div><div><br></div><div>Bırakın herkes olduğu gibi kalsın. Olduğu gibi değişsin. </div><div>Bırakın herkes kendi patikasında yolunu bulmaya çalışırken, yanlış yan yollara, kestirmelere girsin ya da kulağını uzun yoldan tutsun. </div><div>Bize ne?! Herkes inanın kendi hayatının zorlu sınavlarını veriyor. Herkes bir mücadele veriyor eninde sonunda. Ve bu patikadaki kendi deneyimlerini yargılamak bize düşmez. Herkes önce kendisinden başlamalı. Önce içeriyi aydınlatarak dışarı açılmalı.</div><div>Önce kendisini sevip, merhametle, dışarı sevgi ve merhametli bir el uzatmalı.</div> GÜLÇİN ERGÜLhttp://www.blogger.com/profile/14042146632195933845noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5437942836270828910.post-55832705801932188032018-03-22T13:48:00.001-07:002018-03-22T14:26:08.157-07:00 Second chance is a luxury. <p class="m_2696716476161656166gmail-p1" style="margin: 0px; font-variant-ligatures: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-position: normal; font-stretch: normal; line-height: normal;"><span class="m_2696716476161656166gmail-s1" data-removefontsize="true" data-originalcomputedfontsize="12" style="-webkit-font-kerning: none; -webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">"Second chance is a luxury.”</span></p><p class="m_2696716476161656166gmail-p2" style="margin: 0px; font-variant-ligatures: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-position: normal; font-stretch: normal; line-height: normal; min-height: 14px;"><span style="-webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);"><span class="m_2696716476161656166gmail-s1" style="-webkit-font-kerning: none;"></span><br></span></p><p class="m_2696716476161656166gmail-p1" style="margin: 0px; font-variant-ligatures: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-position: normal; font-stretch: normal; line-height: normal;"><span class="m_2696716476161656166gmail-s1" data-removefontsize="true" data-originalcomputedfontsize="12" style="-webkit-font-kerning: none; -webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Hayatta bazı şeyler sadece bir kere. AN, bir kere. Şu an, yalnızca şimdide yaşanıyor. Performanslar yalnızca bir kere, hatalar yalnızca bir şansla yaşanıyor. Seçmeler, sınavlar, ilk görüşler, ilkler ve en önemlisi de sonlar…</span></p><p class="m_2696716476161656166gmail-p1" style="margin: 0px; font-variant-ligatures: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-position: normal; font-stretch: normal; line-height: normal;"><span class="m_2696716476161656166gmail-s1" data-removefontsize="true" data-originalcomputedfontsize="12" style="-webkit-font-kerning: none; -webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Aslında ilk ve son var oluyor tek şanslarımız. An büyük, başka büyük yok. </span></p><p class="m_2696716476161656166gmail-p1" style="margin: 0px; font-variant-ligatures: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-position: normal; font-stretch: normal; line-height: normal;"><span class="m_2696716476161656166gmail-s1" data-removefontsize="true" data-originalcomputedfontsize="12" style="-webkit-font-kerning: none; -webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">An büyük, anı yöneten etkenlerle birlikte… Biz bir piyon olmayı seçmedikçe, anı yönetebildiğimizde tüm şanslar bizim için atıyor bir kalp gibi. Yıldızların şamaroğlanıyız neticede. Bazı şeyleri biz denetleyemiyoruz ama anda, yönetimde kalmayı, tek şanslarımızın sonunculuğunu başarıyla kutlamayı bilmeliyiz. </span></p><p class="m_2696716476161656166gmail-p2" style="margin: 0px; font-variant-ligatures: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-position: normal; font-stretch: normal; line-height: normal; min-height: 14px;"><span style="-webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);"><span class="m_2696716476161656166gmail-s1" style="-webkit-font-kerning: none;"></span><br></span></p><p class="m_2696716476161656166gmail-p1" style="margin: 0px; font-variant-ligatures: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-position: normal; font-stretch: normal; line-height: normal;"><span class="m_2696716476161656166gmail-s1" data-removefontsize="true" data-originalcomputedfontsize="12" style="-webkit-font-kerning: none; -webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Belki bir cesaret, belki bir "hayatımda asla yapmam ben bunu" eylemi, belki bir istisna, belki bir dilek, belki bir dua; unutmayın ki bir kere olabilir. İlk sadece bir kez. Son gibi. Ve bugün de bir çok ilk son olarak söndü, bir kayan yıldız gibi düştü, ayakları yere indiren, çeneyi yukarı, göğsü dışarı iten bir ivme oldu. </span></p><p class="m_2696716476161656166gmail-p2" style="margin: 0px; font-variant-ligatures: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-position: normal; font-stretch: normal; line-height: normal; min-height: 14px;"><span style="-webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);"><span class="m_2696716476161656166gmail-s1" style="-webkit-font-kerning: none;"></span><br></span></p><p class="m_2696716476161656166gmail-p1" style="margin: 0px; font-variant-ligatures: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-position: normal; font-stretch: normal; line-height: normal;"><span class="m_2696716476161656166gmail-s1" data-removefontsize="true" data-originalcomputedfontsize="12" style="-webkit-font-kerning: none; -webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">İkinci şanslar lükstür. Yoktur aslında. Biz yoktan var ederiz aslında onları. Aslında her şey ilkinde sonlanmıştır, bu döngü hep varolur. Her şey ilktir. </span></p><p class="m_2696716476161656166gmail-p1" style="margin: 0px; font-variant-ligatures: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-position: normal; font-stretch: normal; line-height: normal;"><span class="m_2696716476161656166gmail-s1" data-removefontsize="true" data-originalcomputedfontsize="12" style="-webkit-font-kerning: none; -webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">İkinci şanslar da ilktir ve kusuruma bakmayın da hakkımız mıdır değil midir, duruma göre değişir. Bazen kendime sert olmayayım, deneyeyimlerdir…. </span></p><p class="m_2696716476161656166gmail-p1" style="margin: 0px; font-variant-ligatures: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-position: normal; font-stretch: normal; line-height: normal;"><span class="m_2696716476161656166gmail-s1" data-removefontsize="true" data-originalcomputedfontsize="12" style="-webkit-font-kerning: none; -webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Bazen yüzsüzlükler… Bazen başarmaya giden dilimlerdir… Bazen kaybetmeye giden dilimler… Bazen gururumu bir kenara koyayımlardır. </span></p><p class="m_2696716476161656166gmail-p1" style="margin: 0px; font-variant-ligatures: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-position: normal; font-stretch: normal; line-height: normal;"><span class="m_2696716476161656166gmail-s1" data-removefontsize="true" data-originalcomputedfontsize="12" style="-webkit-font-kerning: none; -webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Bazen aşk her şeyden büyüktür demektir. Her ne ise bu şanslar, o şanslar hep vardır. İkinci şans aslında yoktur. Her şey bir ilktir. Her şey an içinde sondur. </span></p><p class="m_2696716476161656166gmail-p1" style="margin: 0px; font-variant-ligatures: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-position: normal; font-stretch: normal; line-height: normal;"><span class="m_2696716476161656166gmail-s1" data-removefontsize="true" data-originalcomputedfontsize="12" style="-webkit-font-kerning: none; -webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Ve ne yazık ki ve iyi ki bazı sonlar sonsuzdur. Mutlu ya da mutsuz... </span></p><div><span class="m_2696716476161656166gmail-s1" data-removefontsize="true" data-originalcomputedfontsize="12" style="-webkit-font-kerning: none; font-size: 0.75rem;"><br></span></div> GÜLÇİN ERGÜLhttp://www.blogger.com/profile/14042146632195933845noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5437942836270828910.post-89985012708106552542018-03-16T07:30:00.001-07:002018-03-16T08:16:36.859-07:00Nefret yok<p class="m_-1815759215694723649gmail-p1" style="margin: 0px; font-variant-ligatures: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-position: normal; font-stretch: normal; line-height: normal;"><span class="m_-1815759215694723649gmail-s1" data-removefontsize="true" data-originalcomputedfontsize="12" style="-webkit-font-kerning: none; -webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">*Birini ya seversin umrundadır her şeyiyle </span></p><p class="m_-1815759215694723649gmail-p1" style="margin: 0px; font-variant-ligatures: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-position: normal; font-stretch: normal; line-height: normal;"><span class="m_-1815759215694723649gmail-s1" data-removefontsize="true" data-originalcomputedfontsize="12" style="-webkit-font-kerning: none; -webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">*ya sevmezsin ve umrunda değildir, </span></p><p class="m_-1815759215694723649gmail-p1" style="margin: 0px; font-variant-ligatures: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-position: normal; font-stretch: normal; line-height: normal;"><span class="m_-1815759215694723649gmail-s1" data-removefontsize="true" data-originalcomputedfontsize="12" style="-webkit-font-kerning: none; -webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">*ya da nefret edersin ama çok da umrunda değildir aman benden uzak olsun dersin, </span></p><p class="m_-1815759215694723649gmail-p1" style="margin: 0px; font-variant-ligatures: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-position: normal; font-stretch: normal; line-height: normal;"><span class="m_-1815759215694723649gmail-s1" data-removefontsize="true" data-originalcomputedfontsize="12" style="-webkit-font-kerning: none; -webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">*çok sevdiğin halde seni çok üzdüğü için nefret edersin ama gerçek bir nefret değildir bu hemen geçer ya da sadece kızgınlık diyelim çünkü ah keşke özür dilese diye içinden dua edersin. </span></p><p class="m_-1815759215694723649gmail-p2" style="margin: 0px; font-variant-ligatures: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-position: normal; font-stretch: normal; line-height: normal; min-height: 14px;"><span style="-webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);"><span class="m_-1815759215694723649gmail-s1" style="-webkit-font-kerning: none;"></span><br></span></p><p class="m_-1815759215694723649gmail-p1" style="margin: 0px; font-variant-ligatures: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-position: normal; font-stretch: normal; line-height: normal;"><span class="m_-1815759215694723649gmail-s1" data-removefontsize="true" data-originalcomputedfontsize="12" style="-webkit-font-kerning: none; -webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Tamam bunları anlıyorum ama *nefret edip çok önem vermek buna mesai harcamak nedir onu anlayamıyorum. Hazmedilmemiş şeylerin, nefret edilen kişiden bağımsızca nefret eden kişiye zarar vermesi gerek böyle bir şey için. </span></p><p class="m_-1815759215694723649gmail-p2" style="margin: 0px; font-variant-ligatures: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-position: normal; font-stretch: normal; line-height: normal; min-height: 14px;"><span style="-webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);"><span class="m_-1815759215694723649gmail-s1" style="-webkit-font-kerning: none;"></span><br></span></p><p class="m_-1815759215694723649gmail-p1" style="margin: 0px; font-variant-ligatures: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-position: normal; font-stretch: normal; line-height: normal;"><span class="m_-1815759215694723649gmail-s1" data-removefontsize="true" data-originalcomputedfontsize="12" style="-webkit-font-kerning: none; -webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Yani efendime söyleyeyim kısacası; hater olmak nedir abi, işi gücü yok mu insanların da kişiliksizce sahte hesap alıp 0 followers ile söylemeye cesaret bulamadıklarını kusuyor? Sıkıyorsa kendi adınla yaz, klavyeyle değil yüzüne söyle insanların, olmaz mı? </span></p><p class="m_-1815759215694723649gmail-p1" style="margin: 0px; font-variant-ligatures: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-position: normal; font-stretch: normal; line-height: normal;"><span class="m_-1815759215694723649gmail-s1" data-removefontsize="true" data-originalcomputedfontsize="12" style="-webkit-font-kerning: none; -webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Bu arada; böyle bir sorunum yok. Gülüp geçtiğim nadir mesajlar oluyor ama o da olmasa olmazdı. </span></p><p class="m_-1815759215694723649gmail-p2" style="margin: 0px; font-variant-ligatures: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-position: normal; font-stretch: normal; line-height: normal; min-height: 14px;"><span style="-webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);"><span class="m_-1815759215694723649gmail-s1" style="-webkit-font-kerning: none;"></span><br></span></p><p class="m_-1815759215694723649gmail-p1" style="margin: 0px; font-variant-ligatures: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-position: normal; font-stretch: normal; line-height: normal;"><span class="m_-1815759215694723649gmail-s1" data-removefontsize="true" data-originalcomputedfontsize="12" style="-webkit-font-kerning: none; -webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Bir de büyük bir sorun “I hate that I love you” sendromu diye adlandırdığım sevdiği için kendine kızıp kişiyi boklama girişimi var. Kişiyi gözünde küçültmek ve kendini soğutmak için her şeyi yapar, ama o kadar bağımlıdır ki ona, kopamadığı için kendine kızar. Belki boklarken kendini bir an için iyi hisseder. Bu kendini aldatışıdır. Neden bu kadar sevdiğini bilemez bile. Güzellikleri gördüğüne kızar. Başkalarında onu görmeyi sever ve sevmez. Onu küçültüp, kendini büyük hissetmek ister. Bunu istemek için bir şekilde kendini küçük hissetmiş olması gerekir herhalde. Ama bu kişiyle ilgili çok da değildir. Özgüvenli insan kendisini biraz zor küçük hisseder. </span></p><p class="m_-1815759215694723649gmail-p2" style="margin: 0px; font-variant-ligatures: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-position: normal; font-stretch: normal; line-height: normal; min-height: 14px;"><span style="-webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);"><span class="m_-1815759215694723649gmail-s1" style="-webkit-font-kerning: none;"></span><br></span></p><p class="m_-1815759215694723649gmail-p1" style="margin: 0px; font-variant-ligatures: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-position: normal; font-stretch: normal; line-height: normal;"><span class="m_-1815759215694723649gmail-s1" data-removefontsize="true" data-originalcomputedfontsize="12" style="-webkit-font-kerning: none; -webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Belki arkadaşlarımız da bizim gözümüzde onu küçültüp, bizi ondan soğutmaya çalışırlar. Oysa ki bence çok yanlıştır bu. Ben bunu yapmıyorum. </span></p><p class="m_-1815759215694723649gmail-p1" style="margin: 0px; font-variant-ligatures: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-position: normal; font-stretch: normal; line-height: normal;"><span class="m_-1815759215694723649gmail-s1" data-removefontsize="true" data-originalcomputedfontsize="12" style="-webkit-font-kerning: none; -webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Ben sevdiğim kimseyi bir anlık küçültmemekten yanayım. Bu kimseye bir kazanç sağlamıyor. Sadece eksi ve artı her şeyde var. Bunların dengesini, hesabını yapmak lazım. </span></p><p class="m_-1815759215694723649gmail-p2" style="margin: 0px; font-variant-ligatures: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-position: normal; font-stretch: normal; line-height: normal; min-height: 14px;"><span style="-webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);"><span class="m_-1815759215694723649gmail-s1" style="-webkit-font-kerning: none;"></span><br></span></p><p class="m_-1815759215694723649gmail-p1" style="margin: 0px; font-variant-ligatures: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-position: normal; font-stretch: normal; line-height: normal;"><span class="m_-1815759215694723649gmail-s1" data-removefontsize="true" data-originalcomputedfontsize="12" style="-webkit-font-kerning: none; -webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Oysa ki insan ya sever ya sevmez. Kendimize cesur olmak lazım. Herkesin sevdiğimiz, sevmediğimiz yönleri vardır elbette. Kimse istediğimiz gibi mükemmel olamaz. Bizim aradığımız hep söylediğim gibi, katlanılabilir yani artı yanları eksilerini götüren bir partner bulmaktır. Yani sevdiğin yönlerini o kadar seversin ki gözün razıdır her şeye. Zaten razı olmayacaksan hep yalnız kalırsın. Harcarsın herkesi elinde, gerçekten sevgi ve birliktelik nedir öğrenemeden ot gibi yaşarsın. Ot gibi yaşamak gerçek sevginin bağlılığın tadını hiç öğrenememektir bence. Yani onunla bununla şununla tozmak skor peşinde koşmak yaşamak değil, hiçbir şey anlamadan ot gibi yaşamaktır. Çünkü en temelde hepimizin dileği sevgi, sevilmek, sevmektir.Hepimizin ilacı budur. İlacını almak istemeyen bir çocuk olmak o çocuğu aç ve hasta kılar, büyütmez. </span></p><p class="m_-1815759215694723649gmail-p2" style="margin: 0px; font-variant-ligatures: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-position: normal; font-stretch: normal; line-height: normal; min-height: 14px;"><span style="-webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);"><span class="m_-1815759215694723649gmail-s1" style="-webkit-font-kerning: none;"></span><br></span></p><p class="m_-1815759215694723649gmail-p1" style="margin: 0px; font-variant-ligatures: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-position: normal; font-stretch: normal; line-height: normal;"><span class="m_-1815759215694723649gmail-s1" data-removefontsize="true" data-originalcomputedfontsize="12" style="-webkit-font-kerning: none; -webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Bir insandan nefret etmek, onu hatırlamak, yanında taşımak demektir.</span></p><p class="m_-1815759215694723649gmail-p1" style="margin: 0px; font-variant-ligatures: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-position: normal; font-stretch: normal; line-height: normal;"><span class="m_-1815759215694723649gmail-s1" data-removefontsize="true" data-originalcomputedfontsize="12" style="-webkit-font-kerning: none; -webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Onu affedip azad etmek, moving on dediğimiz şeyi doğurur. </span></p><p class="m_-1815759215694723649gmail-p2" style="margin: 0px; font-variant-ligatures: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-position: normal; font-stretch: normal; line-height: normal; min-height: 14px;"><span style="-webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);"><span class="m_-1815759215694723649gmail-s1" style="-webkit-font-kerning: none;"></span><br></span></p><p class="m_-1815759215694723649gmail-p1" style="margin: 0px; font-variant-ligatures: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-position: normal; font-stretch: normal; line-height: normal;"><span class="m_-1815759215694723649gmail-s1" data-removefontsize="true" data-originalcomputedfontsize="12" style="-webkit-font-kerning: none; -webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Ben kimseden nefret etmiyorum. Düşünüyorum kaç gündür. Evet, kimseden… Ben pamuk gibi insamışım ya düşününce. En bana zarar vermiş kişilerden bile… Sevmezsen, hayatında tutmazsın bu kadar basit. Neden bu kadar basit olamıyor peki? Çünkü seviyorsun. Hem de korkakça. YOU FUCKING LOVE HER/HIM AND YOU CANNOT EVEN CONFESS IT. </span></p><p class="m_-1815759215694723649gmail-p2" style="margin: 0px; font-variant-ligatures: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-position: normal; font-stretch: normal; line-height: normal; min-height: 14px;"><span style="-webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);"><span class="m_-1815759215694723649gmail-s1" style="-webkit-font-kerning: none;"></span><br></span></p><p class="m_-1815759215694723649gmail-p1" style="margin: 0px; font-variant-ligatures: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-position: normal; font-stretch: normal; line-height: normal;"><span class="m_-1815759215694723649gmail-s1" data-removefontsize="true" data-originalcomputedfontsize="12" style="-webkit-font-kerning: none; -webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Sevsen de hayatından çıkarabiliyorsun. O da ayrı konu. Bazen işler yolunda gitmiyor ve katlanamayacağın biri olduğunu düşünüyorsun ya da katlanmanın gereksiz ve adil olmadığını düşünüyorsun bu hala sevmediğin anlamına gelmiyor.</span></p><p class="m_-1815759215694723649gmail-p2" style="margin: 0px; font-variant-ligatures: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-position: normal; font-stretch: normal; line-height: normal; min-height: 14px;"><span style="-webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);"><span class="m_-1815759215694723649gmail-s1" style="-webkit-font-kerning: none;"></span><br></span></p><p class="m_-1815759215694723649gmail-p2" style="margin: 0px; font-variant-ligatures: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-position: normal; font-stretch: normal; line-height: normal; min-height: 14px;"><span style="-webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);"><span class="m_-1815759215694723649gmail-s1" style="-webkit-font-kerning: none;"></span><br></span></p><p class="m_-1815759215694723649gmail-p1" style="margin: 0px; font-variant-ligatures: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-position: normal; font-stretch: normal; line-height: normal;"><span class="m_-1815759215694723649gmail-s1" data-removefontsize="true" data-originalcomputedfontsize="12" style="-webkit-font-kerning: none; -webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Neden sürekli bokladığın birini unutamaz insan? </span></p><p class="m_-1815759215694723649gmail-p1" style="margin: 0px; font-variant-ligatures: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-position: normal; font-stretch: normal; line-height: normal;"><span class="m_-1815759215694723649gmail-s1" data-removefontsize="true" data-originalcomputedfontsize="12" style="-webkit-font-kerning: none; -webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Söyleyeyim, kendisini sevemediği için. Kendisinin sevilecek biri olduğunu içten düşünemediği için. İnsan kendisini severse kimseye bağımlı olmaz. </span></p><p class="m_-1815759215694723649gmail-p1" style="margin: 0px; font-variant-ligatures: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-position: normal; font-stretch: normal; line-height: normal;"><span class="m_-1815759215694723649gmail-s1" data-removefontsize="true" data-originalcomputedfontsize="12" style="-webkit-font-kerning: none; -webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Kendisini severse bağımlı olmadan hastalıklı olmayan bir sevgi bulabilir. </span></p><p class="m_-1815759215694723649gmail-p1" style="margin: 0px; font-variant-ligatures: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-position: normal; font-stretch: normal; line-height: normal;"><span class="m_-1815759215694723649gmail-s1" data-removefontsize="true" data-originalcomputedfontsize="12" style="-webkit-font-kerning: none; -webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Bağlı olmaktan bahsetmiyorum, bağımlı olmaktan bahsediyorum. </span></p><p class="m_-1815759215694723649gmail-p2" style="margin: 0px; font-variant-ligatures: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-position: normal; font-stretch: normal; line-height: normal; min-height: 14px;"><span style="-webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);"><span class="m_-1815759215694723649gmail-s1" style="-webkit-font-kerning: none;"></span><br></span></p><p class="m_-1815759215694723649gmail-p2" style="margin: 0px; font-variant-ligatures: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-position: normal; font-stretch: normal; line-height: normal; min-height: 14px;"><span style="-webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);"><span class="m_-1815759215694723649gmail-s1" style="-webkit-font-kerning: none;"></span><br></span></p><p class="m_-1815759215694723649gmail-p1" style="margin: 0px; font-variant-ligatures: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-position: normal; font-stretch: normal; line-height: normal;"><span class="m_-1815759215694723649gmail-s1" data-removefontsize="true" data-originalcomputedfontsize="12" style="-webkit-font-kerning: none; -webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Yani abicim, delikanlı bir kadınımdır. Ne varsa içimde, dışımda da odur. </span></p><p class="m_-1815759215694723649gmail-p1" style="margin: 0px; font-variant-ligatures: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-position: normal; font-stretch: normal; line-height: normal;"><span class="m_-1815759215694723649gmail-s1" data-removefontsize="true" data-originalcomputedfontsize="12" style="-webkit-font-kerning: none; -webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Birini severim söylerim. Sevmem söylerim, uzağımdadır. Ya seversin ya sevmezsin. Ya sever ve güzelliklerine hayran hatalarına razısındır.Ya sevmezsin umrunda da olmasın… </span></p><p class="m_-1815759215694723649gmail-p2" style="margin: 0px; font-variant-ligatures: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-position: normal; font-stretch: normal; line-height: normal; min-height: 14px;"><span style="-webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);"><span class="m_-1815759215694723649gmail-s1" style="-webkit-font-kerning: none;"></span><br></span></p><p class="m_-1815759215694723649gmail-p1" style="margin: 0px; font-variant-ligatures: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-position: normal; font-stretch: normal; line-height: normal;"><span class="m_-1815759215694723649gmail-s1" data-removefontsize="true" data-originalcomputedfontsize="12" style="-webkit-font-kerning: none; -webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Gerçek sevgi hastalıklı bir şey değildir. O hastalıklı durumlar kişinin error’leriyle ilgilidir. Gerçek sevgi kısa devrelerden arınmış, güvenli sevgidir. </span></p><p class="m_-1815759215694723649gmail-p2" style="margin: 0px; font-variant-ligatures: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-position: normal; font-stretch: normal; line-height: normal; min-height: 14px;"><span style="-webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);"><span class="m_-1815759215694723649gmail-s1" style="-webkit-font-kerning: none;"></span><br></span></p><p class="m_-1815759215694723649gmail-p2" style="margin: 0px; font-variant-ligatures: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-position: normal; font-stretch: normal; line-height: normal; min-height: 14px;"><span style="-webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);"><span class="m_-1815759215694723649gmail-s1" style="-webkit-font-kerning: none;"></span><br></span></p><p class="m_-1815759215694723649gmail-p1" style="margin: 0px; font-variant-ligatures: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-position: normal; font-stretch: normal; line-height: normal;"><span class="m_-1815759215694723649gmail-s1" data-removefontsize="true" data-originalcomputedfontsize="12" style="-webkit-font-kerning: none; -webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Not: Kimseye ithafta bulunmadım. Kimseyi kastederek yazı yazmadım. Kimseyi bu yazının odağına yerleştirmedim. Tamamen her yazımda olduğu gibi, genel kendi kendime düşündüğüm, yazdığım düşüncelerimdir. </span></p><div><span class="m_-1815759215694723649gmail-s1" data-removefontsize="true" data-originalcomputedfontsize="12" style="-webkit-font-kerning: none; font-size: 0.75rem;"><br></span></div> GÜLÇİN ERGÜLhttp://www.blogger.com/profile/14042146632195933845noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5437942836270828910.post-59966457098649533782018-01-11T12:06:00.001-08:002018-01-11T12:32:09.384-08:00Hayat bu, gelir, başedersin, geçer. <p style="margin: 0px; font-stretch: normal; font-size: 12px; line-height: normal; font-family: Helvetica;"><span style="font-size: 12pt;">Bence; her birimiz biriciğiz. Her gün başka bir gün ve yaşayan başka bir ben. Hiçbir yarış belki de eşit ve gerekli değil. Kendimizle yarışmak bile bazen...Her performans günü dış etkinler farklı, içimde olanlar farklı, bedenimde olanlar farklı... Kendimi hangi güne göre yenebilirim? Hangi günüme göre kendimi eşitleyebilirim ki? Her hatam benim yüzümden mi? Bugün nasıl hissettiğim, çevremde olanlar, karşımdaki kişinin mutluluğu, sahne içindeki her şey, her şeyi değiştirebilir. Bu sebeple ne hiçbir hata sadece benim, ne hiçbir başarı... Bu sebeple belki kendimle, yani her gün başka olan bir benle yarışamam ama sınırlarımı aşabilme tekniklerimi geliştirebilirim. Kaosla mücadele etme skillerimi geliştirebilirim ve bana gelen düğümle gole çevirmek üzere başa çıkabilmeyi geliştirebilirim ancak. Çünkü hayat bu. Gelir, baş edersin, geçer.</span></p>GÜLÇİN ERGÜLhttp://www.blogger.com/profile/14042146632195933845noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5437942836270828910.post-3947809065370306042017-12-24T11:21:00.001-08:002017-12-24T11:29:55.878-08:00Dudi’den öğreneceklerimiz var <p style="margin: 0px; font-stretch: normal; font-size: 17px; line-height: normal; font-family: ".SF UI Text"; color: rgb(69, 69, 69);"><span style="font-family: ".SFUIText"; font-size: 17pt;">Dudi, koltuğun tepesinde baş ucumda, ben sıcak su torbamla koltukta hasta yatarken, durup birden Dudi’ye olan sevgimin bana öğrettiklerini düşünmeye başladım. Hayvan sevgisini insanlara olan sevgiden ayrı değerlendirmek gerektiğini düşünüyorum. Ama Dudi, artık 6 aylık olduğu için tabiyatıyla yüksek yerlere sıçrama becerisini kazandı. Dolayısıyla bugün de yaptığı gibi mutfak tezgahına da zıplama yaramazlığını da yapıyor. Kedili evler sanırım zaten bu kaçınılmaz davranışı doğal karşılıyorlar. Fakat bizim adı gibi deli olan önceki kedimiz Loco mutfağından kapısından bakıp hiç içeri girmemeyi öğrenmişti. Ama bu bir istisna kediler istediklerini yapan karakterdedirler. </span></p><p style="margin: 0px; font-stretch: normal; font-size: 17px; line-height: normal; font-family: ".SF UI Text"; color: rgb(69, 69, 69);"><span style="font-family: ".SFUIText"; font-size: 17pt;">Bizim Dudi’miz de doğasının gerektirdiği gibi yapabilme yetisini kazandığı günden beri önce koltuğa çıkabilmeye başladı, masaya, en son mutfak tezgahına, pencerenin kenarına derken zor yakaladım aşağı bakarken, kalbim dört nala koşmuş gibiydi. Ayakkabılar arkadaş severmişcesine sevgiyle ve yakınlıkla yer alıyor Dudi’nin hayatında. Ayakkabı dolabında o da bir ayakkabıymışçasına yerini alıyor. Bağcıklar, sarkan her ip, sarkan her püskül oyuncak. Kablolar dişlemelik şeyler. Kulaklığımın, elektronik aletlerimin kablolarını diş izleri bırakarak koparmış. Artık saklamaya çalışıyoruz. Bunlar dışında çok uslu. Dünyanın en tatlı kedisi. En tatlı ve masum isteğini yerim onun; ödül mamasının ambalajını ısırmış ısırmış, full diş izlerini bırakarak açmaya çalışmış, ama çabalarına rağmen sonuca ulaşıp yiyememiş. Ya gel de gülme, gel de yeme bu bebişi... Dayanamamış, çok yemek istemiş ödülü. Görünce verdim grr-layarak mutlu mutlu yedi tabii. Sadede geliyorum. Ben nasıl kızayım bu kediye? Nasıl? Doğasında var tırmanmak, akrobat olmak, her şeyi merak etmek, sallanan her şeyi potansiyel oyuncak sanmak, kuşları görünce heyecandan sesler çıkarmak dışarı çıkmak istemek, ne yediğimi merak etmek, koklamak istemek... Ben, o bunları yaparken insanlara ters bir şey yaptığının farkında bile olmadığı bir şey için nasıl kızayım? Hayır diye kızarsam, istemediğim şeyleri öğrenir tabi elbette ama o bir kedi. Ben insanım. Bunu unutmamalı. </span></p><p style="margin: 0px; font-stretch: normal; font-size: 17px; line-height: normal; font-family: ".SF UI Text"; color: rgb(69, 69, 69);"><span style="font-family: ".SFUIText"; font-size: 17pt;">Ve herkes için geçerli; yanlış yaptığını bilemiyorsa ona kızarken biraz daha düşünmeli. </span></p><p style="margin: 0px; font-stretch: normal; font-size: 17px; line-height: normal; font-family: ".SF UI Text"; color: rgb(69, 69, 69);"><span style="font-family: ".SFUIText"; font-size: 17pt;">Sevdiğimiz insanlara da bazen sevdiğimiz için daha çok kızıyoruz; önemsiyoruz çünkü. Ama hataya, istenmeyen davranışlara kızmamayı, anlamayı denemeliyiz. İşte Dudi’mi anlıyorum. </span></p><p style="margin: 0px; font-stretch: normal; font-size: 17px; line-height: normal; font-family: ".SF UI Text"; color: rgb(69, 69, 69);"><span style="font-family: ".SFUIText"; font-size: 17pt;">Kucağımda durmak istemediğinde, bırakıyorum. Asla zorla sevmiyorum, yani zorla kucağımda tutsak etmiyorum. Onu bir kedi gibi değil, hassas bir insan gibi seviyorum aslında. </span></p><p style="margin: 0px; font-stretch: normal; font-size: 17px; line-height: normal; font-family: ".SF UI Text"; color: rgb(69, 69, 69);"><span style="font-family: ".SFUIText"; font-size: 17pt;">Özgürlüğünü kısıtlamaya hakkım olduğunu düşünmüyorum. Ne zaman isterse yanıma gelir, ne zaman isterse gider, sever, sevdirir... </span></p><p style="margin: 0px; font-stretch: normal; font-size: 17px; line-height: normal; font-family: ".SF UI Text"; color: rgb(69, 69, 69);"><span style="font-family: ".SFUIText"; font-size: 17pt;">Kedim benim çağrışımlarla ilişkileri sorgulamama neden olmuyor değil. Lakin, dostlar, kediniz olsun, yorucu ilişkiler olmasa da olur. </span></p><p style="margin: 0px; font-stretch: normal; font-size: 17px; line-height: normal; font-family: ".SF UI Text"; color: rgb(69, 69, 69); min-height: 20.3px;"><span style="font-family: ".SFUIText"; font-size: 17pt;"></span><br></p><p style="margin: 0px; font-stretch: normal; font-size: 17px; line-height: normal; font-family: ".SF UI Text"; color: rgb(69, 69, 69);"><span style="font-family: ".SFUIText"; font-size: 17pt;">Sezen Aksu’nun dediği gibi</span></p><p style="margin: 0px; font-stretch: normal; font-size: 17px; line-height: normal; font-family: ".SF UI Text"; color: rgb(69, 69, 69);"><span style="font-family: ".SFUIText"; font-size: 17pt;">“Bir kedim bile yok anlıyor musun?” demeyin</span></p><p style="margin: 0px; font-stretch: normal; font-size: 17px; line-height: normal; font-family: ".SF UI Text"; color: rgb(69, 69, 69);">
</p><p style="margin: 0px; font-stretch: normal; font-size: 17px; line-height: normal; font-family: ".SF UI Text"; color: rgb(69, 69, 69);"><span style="font-family: ".SFUIText"; font-size: 17pt;">Bir kedi arkadaş edinin. Ve ona çok iyi bakın. </span></p>GÜLÇİN ERGÜLhttp://www.blogger.com/profile/14042146632195933845noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5437942836270828910.post-71895127616488027612017-10-26T16:01:00.001-07:002017-10-26T17:53:18.223-07:00 Kalabalıktaki yalnızlara... <p style="margin: 0px; font-stretch: normal; font-size: 17px; line-height: normal; font-family: ".SF UI Text"; color: rgb(69, 69, 69);"><span style="font-family: ".SFUIText"; font-size: 17pt;">Sevgilisinden ayrılan bir arkadaşınızı illa o zaten şöyleydi böyleydi diye yerip, arkadaşınızı yüceltmeniz mi gerekir? </span></p>
<p style="margin: 0px; font-stretch: normal; font-size: 17px; line-height: normal; font-family: ".SF UI Text"; color: rgb(69, 69, 69);"><span style="font-family: ".SFUIText"; font-size: 17pt;">Kimse kimsenin ayakkabısında değil aslen. Ve hiç kimse ya da hiçbir şey mükemmel değil. Sadece kusursuz sevebilene sevdiği kusursuzdur. </span></p>
<p style="margin: 0px; font-stretch: normal; font-size: 17px; line-height: normal; font-family: ".SF UI Text"; color: rgb(69, 69, 69);"><span style="font-family: ".SFUIText"; font-size: 17pt;">Ego boost için koltuğunuzu yükseltin. Bir Hintli’nin sırtına ayağıyla basıp deveye çıkan bir hıyardan farkınız olsun. </span></p><p style="margin: 0px; font-stretch: normal; font-size: 17px; line-height: normal; font-family: ".SF UI Text"; color: rgb(69, 69, 69);"><span style="font-family: ".SFUIText"; font-size: 17pt;"><br></span></p><p style="margin: 0px; font-stretch: normal; font-size: 17px; line-height: normal; font-family: ".SF UI Text"; color: rgb(69, 69, 69);"><span style="font-family: ".SFUIText"; font-size: 17pt;">Bir insana olan bağımlılığı yok etmek için, o insanı gözünde küçültmek, yersizce kendi çapında aşağılamak mı gerekiyor? </span></p>
<p style="margin: 0px; font-stretch: normal; font-size: 17px; line-height: normal; font-family: ".SF UI Text"; color: rgb(69, 69, 69);"><span style="font-family: ".SFUIText"; font-size: 17pt;">Yoksa kendine dönmek ve tek başına bir bütün olduğunu kendine kanıtlamak mı? Neden yarım hissettiğini sorgulamaktır doğrusu. Kimse yarım değil. Kimse kimseyi tamamlamıyor. Herkes ayrı bir dünya. Herkes ayrı bir özel parça. Tüm evrende bütün bir nokta. Güzel bir parça olmaya bakın. Ve bu noktalar birbirine aslında bağlı. Başka noktalar da bizim varlığımızı etkiliyor. Bizim titreşimimizi etkiliyor. Hepberaber bir bütün daha yaratıyoruz. Her birimizin nefesi aslında bir. Ve aslında hepimiz düzene ve sisteme uyan ve uymayan renklerimiz ve kalitelerimizle birer ayrı birey, birer ayrı insanız. </span></p><p style="margin: 0px; font-stretch: normal; font-size: 17px; line-height: normal; font-family: ".SF UI Text"; color: rgb(69, 69, 69);"><span style="font-family: ".SFUIText"; font-size: 17pt;"><br></span></p><p style="margin: 0px; font-stretch: normal; font-size: 17px; line-height: normal; font-family: ".SF UI Text"; color: rgb(69, 69, 69);"><span style="font-family: ".SFUIText"; font-size: 17pt;">Bir girl-band üyesi olmuş olmamın bana düşündürdüklerini görülebilir kılmak isterim; herkes birer farklı parmak, bir elin 5 parmağı gibi. Herkesin kendi özellikleri var. Herkesin farklı bir boyu, kavrama yetisi... ve aslında her biri tek başına bir parmak. Ve her parmak işini çok iyi yaptığında, ancak bir araya geldiklerinde iyi bir piyanist eli olabilirler. Her parmak önce kendisi bireysel ve bağımsız olarak iyi bir mucize olmalı. Ve sonra bütün olarak bir mucize olmalılar. Ekip işi olan her şeyde bu böyle. Kimse kimseyi tamamlamıyor aslında. Evet birbirimizin yardımıyla mucizeyi başka yerlere taşıyabiliyoruz, başka bir elle birleşince alkışlayabiyor, tempo tutabiliyoruz. Ama herkes önce bir bütün olmanın güvenini bulmalı. Ben! Burdayım. Ben burada var oluyorum. Şimdide. Burada. Ayaklarımın üstünde. Ben bir bireyim diyebilmeli. </span></p>
<p style="margin: 0px; font-stretch: normal; font-size: 17px; line-height: normal; font-family: ".SF UI Text"; color: rgb(69, 69, 69); min-height: 20.3px;"><span style="font-family: ".SFUIText"; font-size: 17pt;"></span><br></p>
<p style="margin: 0px; font-stretch: normal; font-size: 17px; line-height: normal; font-family: ".SF UI Text"; color: rgb(69, 69, 69); min-height: 20.3px;"><span style="font-family: ".SFUIText"; font-size: 17pt;"></span><br></p>
<p style="margin: 0px; font-stretch: normal; font-size: 17px; line-height: normal; font-family: ".SF UI Text"; color: rgb(69, 69, 69);"><span style="font-family: ".SFUIText"; font-size: 17pt;">Kimseyle de collaboration yapma zorunluluğunuz yok. Siz yapmasanız da, yine de büyük resimde onlar varlığınızın yanında titreşecekler. Ama kimse en yakınınızda, alkış tutmak için sizinle yan yana olmak zorunda değil. Siz seçimlerinizi yapmalısınız. Önce kendinizle ilgilenmeli, kendi bütünlüğünüzün tınısını yakalamalısınız. Bu anlattıklarım bir müzik grubundan yola çıkarak düşündüklerim değil aslında. Ama her şey bir müzik grubundaki gibi işliyor diyebilirim. </span></p>
<p style="margin: 0px; font-stretch: normal; font-size: 17px; line-height: normal; font-family: ".SF UI Text"; color: rgb(69, 69, 69);"><span style="font-family: ".SFUIText"; font-size: 17pt;">Bu genele uyan bir şablon. Gözlük gibi takıp bu pencereden bakarak yaşamadıkça, hayat yarım, siz yarım, ortaya çıkan resim yarım, ressam yarım... O yüzden önce kendinizle ilgilenin. Kendinize dönün. Bir de güneşe... Siz güneşe dönerken, kendi ayaklarında duran yanınızdaki tüm ay çiçekleri de sizle uyum içinde olacaklar. </span></p>
<p style="margin: 0px; font-stretch: normal; font-size: 17px; line-height: normal; font-family: ".SF UI Text"; color: rgb(69, 69, 69); min-height: 20.3px;"><span style="font-family: ".SFUIText"; font-size: 17pt;"></span><br></p>
<p style="margin: 0px; font-stretch: normal; font-size: 17px; line-height: normal; font-family: ".SF UI Text"; color: rgb(69, 69, 69);"><span style="font-family: ".SFUIText"; font-size: 17pt;">Bana soruyorlar grup müziği mi, solo olmak mı? Ben zaten hep hem soloyum, hem de grubun parçasıyım. Bu hiç değişmedi buradan bakarsak. Şimdi de grupta müzisyen arkadaşlarımızla bir parça ortaya çıkarıyoruz. Ekibimiz arkamızda... Ne zaman solo olabilirim? Ben hep solo olarak bir grubun içinde var oluyorum. Ben hep solo olarak ve evrenin bir parçası olarak var oluyorum. Hem aslında yalnızım hem de yalnız değilim. Hepimiz öyle... Gerektiğinde yalnız, tek vokal kalabilmektir bütün olmak... </span></p>
<p style="margin: 0px; font-stretch: normal; font-size: 17px; line-height: normal; font-family: ".SF UI Text"; color: rgb(69, 69, 69); min-height: 20.3px;"><span style="font-family: ".SFUIText"; font-size: 17pt;"></span><br></p>
<p style="margin: 0px; font-stretch: normal; font-size: 17px; line-height: normal; font-family: ".SF UI Text"; color: rgb(69, 69, 69);"><span style="font-family: ".SFUIText"; font-size: 17pt;">Diyeceğim o ki; güneşin güzel ışığını aldığınız yöne dönün, toprağı köklerinizle kavrayarak... Ve kalabalıktaki yalnızlığınızın keyfini sürün... </span></p>
<p style="margin: 0px; font-stretch: normal; font-size: 17px; line-height: normal; font-family: ".SF UI Text"; color: rgb(69, 69, 69); min-height: 20.3px;"><span style="font-family: ".SFUIText"; font-size: 17pt;"></span>İnsan ancak o zaman var. Resimde o zaman renkleriniz parlak... </p>GÜLÇİN ERGÜLhttp://www.blogger.com/profile/14042146632195933845noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5437942836270828910.post-83678425311377995462017-08-14T07:31:00.001-07:002017-08-14T08:18:56.661-07:00 Sevgi anlaşmak değildir ama nedensiz sevilmez. <p style="margin: 0px; font-size: 12px; line-height: normal; font-family: Helvetica;"><span style="font-size: 12pt;">Hislerin nedenlerini araştırmak farkındalığa açılan bir kapıdır. Değişim, çoğu zaman farkındalık ve kabul ediş var olduğunda gerçekleşebilir. Sevgi anlaşmak değildir, evet katılıyorum. Sevdiğin biriyle anlaşamayabilirsin. Ama yine de seversin. Fakat nedensiz de sevilir kısmına inanmıyorum. Her şeyin bir nedeni hatta nedenleri olduğu gibi sevginin de nedenleri vardır. Sebep aramak değil, siz arasanız da aramasanız da nedenler vardır. İnsan " ben bu kişiyi neden seviyorum?" Ya da "ben bu eğlemi neden seviyorum?" diye kendine sorduğunda bunun cevabını bulamıyorsa orada büyük bir körlük, düğüm, şuursuzluk vardır. Kimi neden sevdiğinizi bilmiyorsanız o kişilerin değerini bilmenizi beklemem. Güneş var gece göremesek de… O yüzden sevgimizin nedenlerini bulamamak, olmadığı anlamına gelmez. İnsan ben bu kişiyi seviyorum çünkü diye başladığında binlerce madde sıralayabilir. Kimi zaman daha az… Aramak yeterli, hepsini bulmak mümkün de değil zaten ama mutlaka küçük, büyük doneler bulunacaktır. Sevmeyi sevmek bile sevginin nedenlerinden biridir. </span></p>
<p style="margin: 0px; font-size: 12px; line-height: normal; font-family: Helvetica;"><span style="font-size: 12pt;">Papyonu neden sevdiğimi bilmiyorum dedi birisi, bir nedeni yok dedi. Neden olmasın? Cevabı belki de şudur, kravattan daha sempatik geliyor. Herkesin taktığı bir şey değil, kendimi özel hissediyorum, şekli gözüme hoş görünüyor, bana hediyeyi hatırlatıyor, izlediğim sevdiğim bir filmdeki karakter takıyordu bana o hissi hatırlatıyor, daha modern duruyor, çünkü papyon takan birini beğenmiştim kendimi onunla özdeşleştirdim. Atıyorum. Alt kat tarafı bir papyon. Bir insan söz konusu olduğunda bu cevap daha da ilgi çekici hale gelmez mi? Aramamak korkmaktan olabilir mi? </span></p>
<p style="margin: 0px; font-size: 12px; line-height: normal; font-family: Helvetica; min-height: 13.8px;"><span style="font-size: 12pt;"></span><br></p>
<p style="margin: 0px; font-size: 12px; line-height: normal; font-family: Helvetica; min-height: 13.8px;"><span style="font-size: 12pt;"></span><br></p>
<p style="margin: 0px; font-size: 12px; line-height: normal; font-family: Helvetica;"><span style="font-size: 12pt;">Kişinin sevdiğiniz özellikleri yanında önemsiz ve katlanılabilirliğe razı olduğunuz küçük noktaları da olabilir. Kimsenin mükemmel olamayacağı gibi, her şeyin ve kişinin de negatif ve pozitif tarafları olacağını göz önünde bulundurmak gerekir. Lakin, bizim o kişiye olan sevgimiz, küçük dikenlerini önemsiz kılar. Bunların farkında olmadığınız bir sevgi ne sizin kendinize yakındır ne de sevdiğinize... Sevmek güzeldir. Neden sevdiğini görebilmek daha da güzeldir. Kendini tanımaya çağırır. Nelerin nasıl hissettirdiğini, neyin sizin için mutluluk aracı olduğunu bilmek kadar aydınlık veren bir güzellik olabilir mi? Bazen sevgimizin nedeni ya da sevginin odağı yanlış ya da zarar verici olabilir. Bu durumda vazgeçmemiz gereken sevdalarımızı da bu yolla bırakabiliriz. Çünkü sevgi kendine acı çektirmekle ilgili değildir, acı çektiğiniz bir ilişkiye katlanmak değildir. Bu hastalıklı bir şeydir.</span></p>
<p style="margin: 0px; font-size: 12px; line-height: normal; font-family: Helvetica;"><span style="font-size: 12pt;">Nedenden sonuca gitmektense, doğal hislerin takibinden köke inmek gerekir. Bir sebebe tutunarak da insan sevemez mi? Yani elinde bir sebep tutup, ben bu insanı emek vererek seveyim diyerek, ya da hiç gerçekten sevmeye niyeti yokken çıkarlar doğrultusunda ilerlerken çıkarcı insanlar sevmiyor mu? </span></p>
<p style="margin: 0px; font-size: 12px; line-height: normal; font-family: Helvetica;"><span style="font-size: 12pt;">Bu biraz yine düşündürdü beni, ama vardığım sonuç şu: Ufacık bir sevgi, beğeni kırıntısı bile varsa ancak sevebilir, bu sevgiyi büyütebilirsin, farkında olmamak bile sevmediğin anlamına gelmez. </span></p>
<p style="margin: 0px; font-size: 12px; line-height: normal; font-family: Helvetica; min-height: 13.8px;"><span style="font-size: 12pt;"></span><br></p>
<p style="margin: 0px; font-size: 12px; line-height: normal; font-family: Helvetica; min-height: 13.8px;"><span style="font-size: 12pt;"></span><br></p>
<p style="margin: 0px; font-size: 12px; line-height: normal; font-family: Helvetica;"><span style="font-size: 12pt;">Herkesin sevilecek yanları vardır. Sevgi her canlının ihtiyacı ve hakkıdır. Sevilecek güzellikleri görememenin nedenleri sevemeyenlerdedir. Ve evet hümanist, doğa canlısı olmak güzeldir. Bunun yanında herkesi sevememek de insanidir. Herkes sevilebilir, hak etmediğini düşündükleriniz bile sevgiye muhtaçtır. Fakat sevgiyi kazanmak, emek vermek, layik olmak da gerekir. Anlayabildiğimiz kişilere merhamet duyarız. Merhamet duyduğumuz kişileri istediğimiz gibi olmasalar da kabul edebilir, sevebiliriz. Çoğu zaman hayatımızda kalmazlar, çoğu zaman kabul etme aşaması yeterlidir sevemeyiz. Kimi zaman da takıntı haline gelir. Kimi zaman kabul etmek de istemeyiz ki bu da insanidir. Sevmeyi sevmek de bir nedendir. Ama neden o kişiyi sevmeyi sevmek sorusunu da buna bağlamakta fayda var.</span></p>
<p style="margin: 0px; font-size: 12px; line-height: normal; font-family: Helvetica; min-height: 13.8px;"><span style="font-size: 12pt;"></span><br></p>
<p style="margin: 0px; font-size: 12px; line-height: normal; font-family: Helvetica; min-height: 13.8px;"><span style="font-size: 12pt;"></span><br></p>
<p style="margin: 0px; font-size: 12px; line-height: normal; font-family: Helvetica;"><span style="font-size: 12pt;">Sevmeyi bilmek mühim olan. Ne yazık ki, gerçek ve doğru sevgi diye bir şey var. Her bireyin biricik olduğu gibi herkesin de sevgi tanımı farklı olabilir. Herkes sevgiyi tadını etkileyen yanındaki side dish’ler ile karıştırıp, jerm’leri ile dengesizce asılsızlaştırıp yanılabilir. Belki sevginin tezahürü herkes için farklı olabilir ama gerçek, doğru, sağlıklı, güvenli salt sevgi birdir. Sevgi hastalıklı bir şey değil. Sevgiyi hastalıklı hale getiren, travmalar, algı bozuklukları, düşünce bozuklukları, özdeğer eksikliği, özgüven eksikliği, kültürel faktörlerin baskıları vs kanımca. Her sokak kedisinin zorluklar yaşadığını bildiğimiz gibi herbir insanın da zorluklar yaşadığını, bunun insanlığın bir parçası olduğunu bilmek gerek. Hepimiz her şeye farklı anlamlar yüklüyor, farklı komutları farklı kodlar haline getiriyoruz, kalıplaşmış şablonlar öğrenmiş oluyoruz. Fakat düzgün, güvenli, sağlıklı düşünebildiğimiz, hissedebildiğimiz, algıladığımız bir dünyayı biz yaratabiliriz. Kendimizle ilgili kalmamız gerekir bunun için. Neyi neden sevdiğinizi, ne hissettirdiğini, doğru olup olmadığını bildiğimiz ve doğru çizgide kaldığımız bir hayat diliyorum. </span></p>
<p style="margin: 0px; font-size: 12px; line-height: normal; font-family: Helvetica; min-height: 13.8px;"><span style="font-size: 12pt;"></span><br></p>
<p style="margin: 0px; font-size: 12px; line-height: normal; font-family: Helvetica;"><span style="font-size: 12pt;">Her şeyden önce kendinizi sevmekle başlayın, sevmek güvenlidir, sevmek güzeldir. Siz sağlıklı bakabildiğiniz sürece. </span></p>
<p style="margin: 0px; font-size: 12px; line-height: normal; font-family: Helvetica; min-height: 13.8px;"><span style="font-size: 12pt;"></span><br></p>GÜLÇİN ERGÜLhttp://www.blogger.com/profile/14042146632195933845noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5437942836270828910.post-29580737040360515272017-07-26T12:46:00.001-07:002017-07-26T12:49:56.694-07:00Gerçek bir kadın gibi, gerçek bir erkek gibi sevin <p style="margin: 0px; font-size: 17px; line-height: normal; font-family: '.SF UI Text'; color: rgb(69, 69, 69);"><span style="font-family: '.SFUIText'; font-size: 17pt;">Hiç çok sevdiğiniz birini ne kadar özlediğinizi, onu gördüğünüz o ana dek farketmediğiniz oldu mu?... Çok gariptir. "Birisine ihtiyaç duymak, ya da salt özlemek bu farkla ayırt edilebilir mi acaba?" diye düşünmekten alamadım kendimi. Ya da bu geçici bir şuursuzluk mudur, farkındalık noksanlığı mıdır kimi zaman herkesin yaşadığı? En azından şurası kesin, o görüşme anı, gözlerin içlerinin güldüğü mutlu bir aydınlanma anı oluyor. Sevgi ve bağımlılık birbirinden ayrı duyumsanmalı esasında. İnsan güvenilir bulduğu kişiye, güvenini kazanan kişiye bağlanır ve bağlandıkça gün be gün daha çok sever. Bunu yapabilmek bile tek başına ne kadar güzeldir. Bunu yapamayan azımsanamayacak kadar çok kişi var. İnsanın sevgiye ihtiyaç duyması da, oldukça insani temel ihtiyaçlarımızdan biri gibi geliyor bana. Fakat kendi özsevgisinin doyumuna ulaşmaktan geri kalmadan, sevgi alabilme - sevgi içinde yaşama ihtiyacıdır söz konusu olması gereken. Fakat peki bağımlılık, kendimizden bir baskaşı yanımızda olmadan yaşayamayacak kadar kendini ihtiyaç içinde hissetmek, kimi zaman fazla acıtıcı olmuyor mu...? Bir durup düşünelim bu noktada. Kendimize bunu yapmamalıyız. Kendimize yetebilmeli, sevdiklerimizi kendi ayaklarımız üstündeyken sevmeli, onları da tüm gücümüzle rahatça taşıyabilmeli, onları avucumuzdan salabilmeli ve kanat çırparken güzel renklerini izleyip gururlanarak, uçuş aralarında tekrar avucunuza tüm kalpleriyle konuşlarının paha biçilmez güzelliğini yaşamalıyız. Çünkü sevgili sevenler, hepimiz kendimize zaman ayırmaya, azıcık özlemeye, arkamı döndüğümde başkasına koşacak paniği yaşamak yerine, aidiyet duygusunun yanında, nefes aralarımıza pay bırakan gerçek sevenlerimiz olduğunu hissetmeye ve kendi alanımızda özgürce kendimizi dinlemeye, kendimizi gerçekleştirmeye ihtiyaç duyarız. Yalnız şu noktaya değinmek isterim; nefes almak bir başkasıyla sevginizi, ilişkinizi kirletmek değildir. O kaypaklaşmak; fırsatçılıkla karıştırmayalım. / Sevin. Çok sevin. Açıkça kalbinizi açın, şeffaf cümlelerinizi kurmaktan çekinmeyin, tüm cesaretinizle. Gerçek bir erkek gibi, adam gibi, aslanlar gibi sevin. (You gotta have balls to love like a real man.) Gerçek bir kadın gibi sevin. Lovebuddy vb. yan sanayi özgüvensiz kılıflara girmeyin yani. Kartlar açık olduğundan dolayı güvenin, bu yüzden bağlanın. Ve bağlandıkça daha çok seveceksiniz. Kendinizi parçalara ayırarak birkaç kişiye bölünerek, kimseye konsantre olmadan, yani sığlarda gezerek, skor peşinde koşarak, aşkın, sevginin derinliğini, güzel dalgalarını tadamazsınız zaten. Bu da kendinize ve gücünüze güvenmediğiniz anlamına gelmektedir aslında. / Dediğim gibi işte; evet, bağlanın ama ne siz bağımlı olun, ne de sevdiğinizi prangalamaya kalkın. Çünkü gerçek sevgi mucizevi varoluşumuzu yaşamamıza izin vererek, birbirimizi birbirimiz olduğumuz için sevmektir. </span><span style="font-family: '.AppleColorEmojiUI'; font-size: 17pt;">💝</span><span style="font-family: '.SFUIText'; font-size: 17pt;"> En büyük hediye varlığınızdır. Gerçek varlığınız. Tüm kalbinizi ortaya koymanız. Ve başka hiçbir sevgi taklidi size bu doyumu veremez. </span></p><p style="margin: 0px; font-size: 17px; line-height: normal; font-family: '.SF UI Text'; color: rgb(69, 69, 69);"><span style="font-family: '.SFUIText'; font-size: 17pt;"><br></span></p><p style="margin: 0px; font-size: 17px; line-height: normal; font-family: '.SF UI Text'; color: rgb(69, 69, 69);"><span style="font-family: '.SFUIText'; font-size: 17pt;">14/7/2017</span></p>GÜLÇİN ERGÜLhttp://www.blogger.com/profile/14042146632195933845noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5437942836270828910.post-48240548357581926372017-07-25T15:07:00.001-07:002017-07-25T15:07:37.383-07:00 Her şeyden önce sadece bir insanım <p style="margin: 0px; font-size: 17px; line-height: normal; font-family: '.SF UI Text'; color: rgb(69, 69, 69);"><span style="font-family: '.SFUIText'; font-size: 17pt;">Kendimize ne kadar adil davranıyoruz? Kendimizle ilgili yaptığımız acımasız özeleştiriler, hatalarımız konusundaki toleranssızlığımız, kendimizle ilgili olan inançlarımız gerçekle ne kadar bağdaşıyor? </span></p>
<p style="margin: 0px; font-size: 17px; line-height: normal; font-family: '.SF UI Text'; color: rgb(69, 69, 69);"><span style="font-family: '.SFUIText'; font-size: 17pt;">Kendimize gerçekten merhametle yaklaşabiliyor muyuz? Kendimize başkalarına gösterdiğimiz kadar anlayış gösterebiliyor muyuz ? İnsani davranışlarımızı derinden araştırıyor muyuz? Bazen neden hata yaptığımızı görüp, yanlış ya da doğru seçimlerimizin nedenlerinin derinliklerine inebiliyor muyuz? Aslında kendimize "sadece bir insan" olma hakkını tanıyor muyuz? Kendimize kendimiz olmak için hak verebiliyor muyuz? Belki de kendimiz hakkında kendi içimizde fazlasıyla yanılıyoruz. Belki de içerdeki muhakememiz ile dışarıya yansımış benliğimiz yani dış gözlerdeki aksimiz farklı. Belki dışarıdaki arkadaşlarımız da bizim onlara baktığımız gibi bize karşı daha anlayışlılar. Belki biz çivi gibiyken kendimize çekiç oluyoruz. Bir de varlığınıza bile dayanamayanlar vardır, inanın ki bir nedene gerek bile yok. O neden, başkalarının kendileriyle ilgilidir çünkü. Başkasının bizim için doğru ya da yanlış ne düşündüğü, bizim kim olduğumuzu değiştiremez ve bu düşünceler önemli de olmamalıdır. Gerçekten olmamalıdır. Türkiye'de yaşıyoruz ve kültürümüz gereği sanırım hepimiz başkaları ne der diye düşünmeden yaşayamıyoruz diyebiliriz. Başkalarının bizim hakkımızda ne düşündüğünü bu düşüncelerin objektif olup olmamasını, bize verdikleri değerin miktarını bu kadar fazlasıyla önemsemek yerine, kendimizle ilgili mükemmeliyetçiliğimizi törpülemeli, kendimize bakış açımızı objektifleştirmeli, kendimize kendimizi gerçekleştirmemiz için bir alan yaratmalıyız. Çelik düşünce kalıplarımızdan taşmalı, bir ağacın dalları gibi kendi yollarımızı bularak budaklanmalı ve seçimlerimizi doğru bir yaşam yolu üzerinde özgürleştirmeliyiz. Kendimize başkasının bakış açısından, objektif ve adil olmayan değer yargılarından bakmamalıyız. Bilinçaltımızda pislikler biriktirirken, onları iyi bir değişime davet etmek için yeterince farkındalığımız var mı? Biliyorum bu kolay da değil ama değişim farketmekle başlıyor. Değişim, içsel hislerin takibinde doğuyor. Bugün siz de kendinizle ilgili sert mizacınızı bir kenara bırakın, kendinize sadece bir insan olma hakkını verin. Her zaman mükemmel olamayacağınızı, belki her denemede kazanamayacağınızı, belki de her dans hareketini ilk defasında yapamayacağınızı, her şeyin elimizde olamayacağını, bazı şeylerin bize bağlı olduğu kadar şans faktörüne ve dış etkenlere de bağlı olduğunu, her şarkıyı benimsemeden söyleyemeyeceğinizi, bazı sabahlar uyanmak istememenizin doğal olabileceğini, herkes gibi spora bazen gitmek istememeye ve gerçekten bu sefer kendinizi zorlamamaya da hakkınız olduğunu, bazen diyetini zayıf bulunup bozan tek kişi olmadığınızı, aynaya her baktığınızda kendinizle barışık olamayacağınızı, bazen pasaklı görünmeye de izniniz olduğunu, makyajsız dışarı çıkabileceğinizi çünkü farklılığınızın asıl güzelliğiniz olduğunu, aslında her zaman optimistik dusunebilmenin imkansız ve biraz hayalci olduğunu, herkesin beğenmediği giysileri begenebileceğinizi, ya da modaya uymak zorunda olmadığınızı, herkesi sevemeyeceğinizi ve herkesi hümanist bir insan olarak sevmeye çalışmanın bir alışkanlık olmasının yoruculuğunun kabulünün aslında kendine herkesi sevmemeye de hak vermek olduğunu, öfkenin de geçebilen fakat varolduğunu farkedip varlığından her zaman kaçamadığınız bir his olduğunu, bazen insanların bazı negatif özelliklerini hazmedemeyip eleştirmeden duramamanızın da normal olabileceğini söyleyin. Evet.... Çünkü ben, sen, o, bizler, sizler ve onlar; hepimiz insanız. Çünkü hepimiz aslında teker teker emsalsiz olsak da bir bütünün parçaları olarak aynıyız. Bu bağlamda yaşayan tek bireyler değiliz. Sevgiyle kalın, ışığınızı evrenin en güzel enerjisiyle parlatın ve lütfen önce kendinize sonra çevrenize nazik ve merhametli olun. </span></p>
<p style="margin: 0px; font-size: 17px; line-height: normal; font-family: '.SF UI Text'; color: rgb(69, 69, 69);"><span style="font-family: '.AppleColorEmojiUI'; font-size: 17pt;">💕✌🏻😇</span><span style="font-family: '.SFUIText'; font-size: 17pt;"> 8.6.2017 04:35</span></p>
<p style="margin: 0px; font-size: 17px; line-height: normal; font-family: '.SF UI Text'; color: rgb(69, 69, 69);"><span style="font-family: '.SFUIText'; font-size: 17pt;">#ImOnlyHumanAfterAll </span></p>GÜLÇİN ERGÜLhttp://www.blogger.com/profile/14042146632195933845noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5437942836270828910.post-78500720407901488722017-07-19T13:06:00.001-07:002017-07-19T13:06:33.866-07:00Instagirl olmak ya da kendin olmak? <p style="margin: 0px; font-size: 12px; line-height: normal; font-family: Helvetica;"><span style="font-size: 12pt;">Dış görünüşümüzle ne kadar barışık olduğumuz aslında anlık psikolojimize, hormonlarımıza bağlı. Ben mesela dans ettikten, fitness ya da yoga'dan çıktıktan sonra ne giydiğimi, ne kadar özenli göründüğümü önemsemeksizin kendimle barışık olabiliyorum. Yüzümdeki, spor sayesinde oluşan, kan dolaşımının, başka bir deyişle chi enerjisinin verdiği, gizli yaşam güzelliği esasını sezebiliyorum. Cildim canlanıyor, yanaklarıma pembe bir tazelik, gözlerime (özellikle de nabzı yükselten bir antrenman yaptıysam) hayat geliyor. İnsan depresifken ne giyeceğini bile bilemez, giyip giyip çıkarır, hiçbir şeyi beğenmez. Hem buna önem verir, hem kendisine küser. Sporun sebep olduğu hormonal değişim güzelliğin en önemli şey olmadığını bana kanıtlarken, güzelliğin ne olduğunu, kılıflarımızın da ne kadar derinden önemli olup olmayacağını sorgulamama sebep oluyor. Güzellik görecelidir. Güzellik farklılıklarımızdadır. Bu yüzden herkesin aynı örnek burnu yaptırmak için bıçak altına yatmasına, aynı tipik kaşları, aynı abartı dudakları yaptırmasına, poposunu sürrealist bir hale çevirmesine, floating rips yani alt kaburgalarını ince bir bel uğruna aldırmasına ve kendinden uzaklaşmasına, marketteki en cazip dişi olmak için, dayatılan furyalara uymasına, güzel göründüğünü düşündüğü birilerine benzemeye çalışmasına, bu kadar aşırı efor sarfetmesine gerek gerçekten var mı? Sizi seven kişiler sizi olduğunuz gibi sevebilirler, ya da ilişkinizin süresi makyajınızı çıkardığınız ana bakar. Kaybeden siz değilsiniz. </span></p>
<p style="margin: 0px; font-size: 12px; line-height: normal; font-family: Helvetica;"><span style="font-size: 12pt;">Bunları neden yapıyor kadınlar? En çok seçeneğe sahip olup doğru erkeği seçebilmek için mi, sadece dikkat ve beğeni toplamak için mi? Fenomen bir instagirl olmak için mi? Güzellik bu kadar önemli olmadığında, güzellikle her şeyi elde etmeye çalışmak da devredışı kalacak. Özdeğerinizi yükseltmek üzerine çalışın, üretin. Hormonlarınızı, psikolojinizi iyi tutmaya, spor yapıp, yoga yapıp yaşam enerjinizin, çakralarızın dengeli ve yüksek titreşmesine verin dikkatinizi, kendinizi, çabanızı. Unutmayın, siz siz olduğunuzda güzelsiniz. Özdeğer çok daha derinde, sığlardaki taşların ayağınıza takılmasına izin vermeyin. 💕😇✌🏻</span></p>GÜLÇİN ERGÜLhttp://www.blogger.com/profile/14042146632195933845noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5437942836270828910.post-80526144950771622942017-07-19T13:04:00.001-07:002017-07-19T13:05:19.471-07:00 🙏🏻Şükran<p style="margin: 0px; font-size: 12px; line-height: normal; font-family: Helvetica;"><span style="font-size: 12pt;">Sanatın herhangi bir dalıyla uğraşmak kişinin ruh halini doğrudan fazlasıyla etkiliyor. Her şeyi kalple yapmanın ne olduğunu siz de bilirsiniz, değil mi? Kalple düşünmek, kalple anlamak, kalple karar vermek, kalbin peşine takılmak... Bazen ben ufak bir taş olurum, kalbim de beni oradan oraya uçuran bir sapan olur. Bazen isabetsiz atışlar yapar saçma sapan kalbim; sert inişlerle, kazayla cam kırarım. En çok da ben kırılırım. Bazen de sapanımın lastiği neredeyse kopar. </span></p>
<p style="margin: 0px; font-size: 12px; line-height: normal; font-family: Helvetica;"><span style="font-size: 12pt;">Bugün de uçan bir kuş olmuşken, kalbimin uçuran kanatları, sapanım kırıldı. Gökyüzünde yalnız bir kuş gibi göç etmenin anlamsızlaştığı ve konmayı dilediğim anlardan sonra yarın yine uçacağımı biliyorum. Bazen bir kuştan uçmasını değil sürünmesini isterler diye korkar, panik olur küçük kuş. Pusulasını kaybeder. Doğasında yok çünkü sürünmek; bir kuş öterek uçmayı bilir, başka ne bilsin!?.. Bundan mütevellit, kalbiyle yapamayacaklarından korkar. "Ya benim kalbimden geçmeyecekleri dilerlerse benden" diye kara kara düşünürken kanatları ağırlaşır, hali kalmaz. İşte bütün kuşların dileği yoldaşlarıyla birlikte mevsimler doğrultusunda özgürce uçabilmek, tüm taşların amacı, iyi isabet alabilen bir sapan ile uçmak, hatta fırlamaktır. Sizi sevenler sizi anlamayı gönülden ister ve özgürce uçuşlarınızı paylaşmaktan mutlu olurlar. Ve bir kuş ancak özgürce uçarak kendini gerçekleştirebilir. Uçuşlarımı zorlaştırmadan rehber olan, uçuşlarımızı özgürleştiren rehber kuşların varlığına şükürler olsun. 13.6.2017 💕🙏🏻</span></p>GÜLÇİN ERGÜLhttp://www.blogger.com/profile/14042146632195933845noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5437942836270828910.post-26888126214115229572017-07-19T13:03:00.001-07:002017-07-19T13:04:01.497-07:00 Nirodha<p style="margin: 0px; font-size: 12px; line-height: normal; font-family: Helvetica;"><span style="font-size: 12pt;">Ne yazık ki yaşam, en basitinden doğum, yaşlanmak, ölüm gibi acılarla doludur. Sevdiğinden uzak kalmak, istediğini alamamak acıdır. Acının kaynağı açgözlülük, nefret ve cahilliktir derler. İnsan daima arzular... Sahip olduklarına müteşekkir olamamak, sürekli sahip olamadıklarına ulaşma yolunda kaybolmak acıya sebep olur. İnsan ilişkilerimizde de beklentilerimizi düşük tutmak bizi acının kıyısından uzaklaştıracaktır. Daha çok kendimize yeterek, kendimizden uzaklaşmadan, özveride bulunurken ve severken büyük beklentilere girmemeyi denemek daha acısız, güvenli bir sevginin temellerini kurar kalbimizde. Bazen kalbimizin isteklerini vermez yaşam. Belki daha çok ilgi, daha ince düşünceler, karşılık, anlayış bekleriz ama karşımızdaki kişi bunu düşünemez ya da anlayamaz bile çoğu zaman. Seçimlerimizin yanlış olduğunu düşünür, bunun yanında kabahati karşımızda ararız. Ama kendi penceremiz değişmedikçe büyük resimdeki gerçekleri göremeyiz. Israrla isteklerimizde kararlılığımızı sürdürürken, direten bir küçük çocuk buluruz içimizde. Kendi kalbimizin istekleri, olduramadıklarımız, hayalimize uymayanlar en acıtan parçamız oluverir. İhtiyacımızın bu olduğunu düşünürüz. Hayırlısı derler ya; bize ve evrene en hayırlısı neyse o olması yönünde olmalıdır dileklerimiz aslında. Her zaman dönüp dolaşıp, olması gerekenler olacaktır neticede. Bizim elimizden, en iyisini yapmaya çalışmak, saplantı yaratmadan dileyip feneri gökyüzüne salmak ve unutmak gelir ancak. Tabii ki her zaman sahip olduklarımızdan da daha iyisi vardır ve çoğu zaman daha iyisini yapabilmek elimizden gelir fakat elimizden gelmeyen bir noktada tıkanırsak, hazmetmeyi başarma erdemine sahip olup sadece isteklerimizi özgür kılarsak özgürleşiriz. İsteklerimizi delicesine, elimizde, yumruklarımızı sıkarak tutarken, bu fikre şans bile vermeyiz belki de, çoğu zaman. Bu tarz isteklerin ve arzuların sona ermesi, acıları da ortadan kaldırır. Bizim için en iyisi, ruha acı veren duygulardan arınılmasıdır. Bize acı veren isteklerimiz neler ise onlardan vazgeçebilmek belki de bizi huzura götürebilir. Derin bir nefes alın, boşalan nefesle beraber özgürleşmenin verdiği ferahlıkla, gülümseyerek bırakın. Let it go...</span></p>GÜLÇİN ERGÜLhttp://www.blogger.com/profile/14042146632195933845noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5437942836270828910.post-66055365441448420472017-07-19T12:21:00.000-07:002017-07-19T12:27:07.338-07:00Daha iyi bir yer için...<span style="background-color: white; color: #222222; font-family: arial, sans-serif; font-size: 12.8px;">"İnsanlar ne d</span><span class="il" style="background-color: white; color: #222222; font-family: arial, sans-serif; font-size: 12.8px;">er!</span><span style="background-color: white; color: #222222; font-family: arial, sans-serif; font-size: 12.8px;">?" ya da "ya beni eleştirirlerse, anlamazlarsa, benim gördüklerimi göremezlerse, yanlış anlarlarsa, ya hayatta bale izlememiş, sanatla hiç ilgilenmemiş, ya hayatlarında futboldan başka spor bilmedilerse, ya art niyetli bakarlarsa, ya kadınları hep hakir gören bir kültürle beslendilerse, neye baktığının önemi olmaksızın her gördüğünde yalnızca bir şey görebiliyorsa, Ramazan da dahil hiçbir zaman, hiçbir zihinsel ve iradesel perhiz yapamadan hiçbir sosyal ortamda bulunmamışcasına daimi zavallı bir açlık içindeyse, annesinin/annelerin/ kadınların o kutsal değerini asla bilemediyse, kadınların da erkeklerden eksiksiz, aynı haklara sahip ve sadece insan olduklarını unutuyorlarsa?" Bu hapishanede yaşamanın nasıl bir esaret olabileceğini insan aklının bile alamayacağını düşünüyorum. Özellikle de ben de dahil, kadınlarımız bu kafesteler. Bu kafeste olmamak ne kadar elimizden gelebilir araştırıyorum aslında. Kaygılanıyor, endişeleniyor, stres altında kalıyoruz, adil olmayan bir şekilde ağır yargılanıyoruz. Tabi ki hepimiz farklı görüyor, farklı algılıyoruz. Çünkü farklı hayatlarda besleniyoruz. Bu dünya denilen koca diyarda, neyin karşınıza çıktığını seçemezsiniz, asıl önemli olan da o değil zaten ama bakışınızın güzelliğini ve açısını, dolayısıyla niyetinizi siz belirleyebilirsiniz. Kadınlarınızı kısıtlamak yerine gurur duyabilmeyi, sadece sizi seven kadının malınız olmaksızın sadece sizin olduğunu bilerek, özgüvenle taşıyabilecek kadar yürekli bir erkek olmayı deneyin. Lakin önemli olan, farklılıklarımızı saygıyla birlikte yaşayabilmek. Belki biraz daha ileri gideyim; insanlığın cinsiyet ayırt etmeksizin, doğal bir şekilde yaşanmasına alan bırakmak... Daha da ileri gideyim mi? Biraz da içten gelen centilmenlik olsa... Ancak o zaman bilinçli, adil ve çağdaş olabiliriz.</span><br>
<span style="background-color: white; color: #222222; font-family: arial, sans-serif; font-size: 12.8px;"><br></span>
<span style="background-color: white; font-size: 12.8px;"><span style="color: #222222; font-family: arial, sans-serif;">https://www.instagram.com/p/BVzKpGgBaG2/?taken-by=gulcinergul</span></span>GÜLÇİN ERGÜLhttp://www.blogger.com/profile/14042146632195933845noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5437942836270828910.post-45226536013568104022014-12-13T20:21:00.001-08:002014-12-13T21:30:41.881-08:00KIRIK BİR KALPLE, YAŞAMAKTAN ZEVK ALMANIN YOLLARI - Part II ( COME, JOIN ME!)<div>
<div class="separator" style="clear: both;">
<br /></div>
<br /></div>
<div>
Gecenin tadına varıyorum. </div>
<div>
Daha önce yazdığım kırık bir kalple yaşamaktan zevk almanın yollarını yazmaya devam edeyim dedim. </div>
<div>
<br /></div>
<div>
<br /></div>
<div>
<b>KOMEDİ</b></div>
<div>
Kalp kırıkken aşk filmi ya da korku filmi izlemeyin, fantastik şeyler de çok tavsiye etmiyorlar fazla hayal alemine dalıyorsun, drama hiç değil... Kısaca hayatı komedi filmi izleyerek, komedi dizileri izleyerek, komedi gibi yaşayarak geçirmek zorundayız. Ciddiyete gelemediğim zamanlarım var. Sizin de yok mu? Bence bu yüzden işe gitmeyi sevmiyoruz ve pazartesileri elimizde olsa bu yüzden ertelerdik.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Benim önerilerim arasında Arkadaşım Hoşgeldin izlemek var. Bayılıyorum. Tolga Çevik'in oyunculuğu şahane! Hazırcevaplığına da bayılıyorum acaba gerçekten doğaçlama mı yoksa önceden replikler biliniyor mu merak ediyorum. </div>
<div>
Her neyse komik olan oyunculuğu... </div>
<div>
<br /></div>
<div>
Friends olabilir. Asla modası geçmeyen bir dizi. </div>
<div>
<br /></div>
<div>
Güldür Güldür de son zamanların favorilerinden.. </div>
<div>
<br /></div>
<div>
Tabii komedi dizisi kanalları izlemek gerekiyor benim en çok güldüklerim bunlar. </div>
<div>
<br /></div>
<div>
<br /></div>
<div>
<b>SPOR</b></div>
<div>
Allah ne verdiyse! Parçalayacaksın kendini parçalayacaksııınnn! Spor yapacaksın! </div>
<div>
İnsanın kendisine olan saygısını geri kazanması gerek böyle durumlarda çünkü kırık kalp kendine küsmüş kalptir.</div>
<div>
Spor için motivasyon müziklerimiz : </div>
<div>
JLo feat Iggy Azelia - Booty ( WORK your booty!!!!) </div>
<div>
Tray Songz feat Nikki Minaj - Bottoms up </div>
<div>
<br /></div>
<div>
Sizin önerileriniz??? </div>
<div>
<br /></div>
<div>
<br /></div>
<div>
<b>Alış veriş</b> </div>
<div>
Kadınlar bu işi biliyor. Her kadının içgüdüsel bir alış veriş ile unutma eğilimi vardır. Kalp kırık ama hala güzel bir ayakkabıyla gülümseyebilir. </div>
<div>
<br /></div>
<div>
Kendinize ne kadar değer verdiğinizi hatırlatın. Güzel bir ruj almak da bana iyi geliyor. Pahalı bir şey değil. En yakın MAC'e... </div>
<div>
<br /></div>
<div>
<b>GET READY FOR YOUR GLUE </b></div>
<div>
<div style="-webkit-text-stroke-width: 0px; color: black; font-family: Times; font-size: medium; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; letter-spacing: normal; line-height: normal; orphans: auto; text-align: start; text-indent: 0px; text-transform: none; white-space: normal; widows: auto; word-spacing: 0px;">
<div style="margin: 0px;">
<span style="-webkit-composition-fill-color: rgba(175, 192, 227, 0.230469); -webkit-composition-frame-color: rgba(77, 128, 180, 0.230469); -webkit-tap-highlight-color: rgba(26, 26, 26, 0.296875);">Kırık bir kalbin yapıştırıcısı her zaman değil belki ama çoğunlukla kıran aletin yerine yapıştıran bir alet koymak.. Bu kadar basit! </span></div>
</div>
Dünyanın sonu değil ya! Kıran kesici aletler de var yapıştırıcılar da. Asla hiç kırılmamış gibi olamayacak olsak da yapışabiliyoruz. Hazır olun. Next Time you will not do the same mistakes! Will u? </div>
<div>
<br /></div>
<div>
<b>Bebek sevin</b></div>
<div>
En güzeli! Ya da kedi, köpek sevin. Yürüyüşe çıkın... </div>
<div>
<br /></div>
<div>
<b>Kek</b> </div>
<div>
Mixerla oynamak bana hep rahatlatıcı gelmiştir; karıştırın karıştırın rahatlayın! Kek yapın! Blender'da muzlu süt yapın, smoothie yapın...</div>
<div>
<b><br /></b></div>
<div>
<div style="-webkit-composition-fill-color: rgba(175, 192, 227, 0.230469); -webkit-composition-frame-color: rgba(77, 128, 180, 0.230469); -webkit-tap-highlight-color: rgba(26, 26, 26, 0.296875);">
<b>Kitap okuyun</b></div>
<div style="-webkit-composition-fill-color: rgba(175, 192, 227, 0.230469); -webkit-composition-frame-color: rgba(77, 128, 180, 0.230469); -webkit-tap-highlight-color: rgba(26, 26, 26, 0.296875);">
You are not alone! Yaşadıklarınızı yaşayan insanlar sayısız! </div>
</div>
<div>
<b><br /></b></div>
<div>
<b>Gülüşünüzün değişmesine izin vermeyin!</b></div>
<div>
Keep smiling! Aretha Franklin'in bir şarkısı var a rose is still a rose baby girl you're still a flower. </div>
<div>
<br /></div>
<div>
<b>Zamansızlaşın</b></div>
<div>
Bunları yazarak Amerika'yı baştan keşfettiğimi sanmıyorum, ama kırık kalp bunları akıl edemez bir ruh durumuna girmiyor mu? Sanki tüm enerjiyi, obsesyonlara harcayıp repeatte döndürmekten başka bir şey yapmak istemiyormuş gibi olmuyor mu? Tüm zamanımı takılı kaldığım düğümün üstünde gidip gelerek harcayabilirim ama Allah'tan çok zamanım yok. Zamansızlaşın.<br />
<br />
<br />
<b>WE R ALL HUMAN.... </b><br />
<b>WE DO BREAK... WE DO BEND... WE DO GIVE UP... WE FALL...</b><br />
<b>BUT WE WILL BE READY TO RISE AGAIN.</b>
<b><br /></b><br />
<br />
Sarıldım...<br />
<br />
xxx<br />
<br />
G</div>
<div>
<br /></div>
<div>
<br /></div>
<div>
<br /></div>
<div>
<br /></div>
<div>
<br /></div>
<div>
<br /></div>
<div>
<br /></div>
<div>
<br /></div>
<div>
<br /></div>
<div>
<br /></div>
GÜLÇİN ERGÜLhttp://www.blogger.com/profile/14042146632195933845noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5437942836270828910.post-49202615700670530432014-12-10T18:08:00.001-08:002014-12-10T18:08:51.382-08:00GeceIşıklı gecelerin karanlık taraflarında kayboluyordum... Sessizliğe doya doya uykusuz gecelerin yıldızlarını düşlüyordum... <div><br></div><div>Gece güzel </div><div><br></div><div>Gece dingin</div><div><br></div><div>Gece yalnız </div><div><br></div><div>Gülçin Ergül </div><div>11.12.2014 </div><br><div class="separator" style="clear: both;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhkbFt1-kaADboCdfXStqmXAhyphenhyphenuj741RhiYo_wXf5tfuBAYEmkqPAaLxfwJ0OkSp4LTQn6hJMYyInXQ4B4rYnMefddeKzJp_SgCViG70g9fjtmJz-XjkNRSxbtdup8Ikj3_qJ_uTyQYJaUG/s640/blogger-image--982405989.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhkbFt1-kaADboCdfXStqmXAhyphenhyphenuj741RhiYo_wXf5tfuBAYEmkqPAaLxfwJ0OkSp4LTQn6hJMYyInXQ4B4rYnMefddeKzJp_SgCViG70g9fjtmJz-XjkNRSxbtdup8Ikj3_qJ_uTyQYJaUG/s640/blogger-image--982405989.jpg"></a></div>GÜLÇİN ERGÜLhttp://www.blogger.com/profile/14042146632195933845noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5437942836270828910.post-1571196066388231862014-10-18T09:37:00.003-07:002014-10-18T09:37:34.642-07:00CAGED<div style="border: 0px; font-family: Helvetica, Arial, 'Droid Sans', sans-serif; font-size: 14px; line-height: 1.428571em; margin: 0px; padding: 0px;">
<br /></div>
<div class="p2">
<br /></div>
<div class="p2">
<br /></div>
<div class="p1">
Parlak ısıklar aydınlatmıyor peşimdeki gölgeleri</div>
<div class="p1">
Özgürleşmeyen bir kuş gibi tutsak zihniyetler</div>
<div class="p1">
Kelepçeli suçlu yenilikler, öğrenilmiş çaresizlikler</div>
<div class="p1">
Kahpe düzene baş kaldıran yalnız melekler</div>
<div class="p2">
<br /></div>
<div class="p1">
Ha varmısım ha yokmusum </div>
<div class="p1">
Kime ne fark eder...</div>
<div class="p1">
Ha korkmusum, ha yorulmusum</div>
<div class="p1">
Bilmem ne fark eder...</div>
<div class="p2">
<br /></div>
<div class="p1">
Ne istersin hiçbir şey vermediğin birinden</div>
<div class="p1">
Ne beklersin ki, inanmadığın mevcut gerçeklerden </div>
<div class="p1">
Ne umarsın yerin dibine çekip itenden</div>
<div class="p1">
Daha ne beklersin ki...</div>
<div class="p2">
<br /></div>
<div class="p1">
Ne beklersin emek vermediğin birinden</div>
<div class="p1">
Ne beklersin ki, varlıgına inanmadığın hazineden</div>
<div class="p1">
Ne umarsın kanatları bağlı zavallı bir güvercinden</div>
<div class="p1">
Daha ne beklersin ki..</div>
<div class="p2">
<br /></div>
<br />
<div class="p1">
18.11.2011 04.57</div>
GÜLÇİN ERGÜLhttp://www.blogger.com/profile/14042146632195933845noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-5437942836270828910.post-45134979890784185612014-04-26T10:44:00.000-07:002014-04-26T10:49:24.687-07:00Google'da bulamadıklarınız...<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiE_mO0TT4Sg7hdQhjONR6FmokM4YKyiAmWjgLxKIRAjaSa3a_M1O6m5az3TcaR5elavv5JcebpYihZG3Iiuu1-GrHBnkg46BC9i09xL7v5Ljmjw4r7iBCHBS_kPv-Ptf0M8tJREcH8CT6b/s1600/KARTONET1_POSTER_ic.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiE_mO0TT4Sg7hdQhjONR6FmokM4YKyiAmWjgLxKIRAjaSa3a_M1O6m5az3TcaR5elavv5JcebpYihZG3Iiuu1-GrHBnkg46BC9i09xL7v5Ljmjw4r7iBCHBS_kPv-Ptf0M8tJREcH8CT6b/s1600/KARTONET1_POSTER_ic.jpg" height="640" width="426" /></a></div>
<br />GÜLÇİN ERGÜLhttp://www.blogger.com/profile/14042146632195933845noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5437942836270828910.post-28113492840659903752014-02-09T18:36:00.001-08:002014-02-10T03:37:46.655-08:00BİR ROBOTLA YAŞLANMAK İSTİYORUM<div><br></div><div><br></div><div>İnsan oyalanacak, öğrenecek, sevecek, hatta sinirlenecek, ağlayacak, her şeyi yaşayabilecek, yalan işitmeyeceği, ayarlarınızla oynamayacak bir arkadaş, bir sevgili arıyor.</div><div>Hep dönüp dolaşıp aynı cümleye gelir misiniz siz de benim gibi? </div><div>''Kitap en iyi arkadaştır'' ama akıllı telefonlar biraz kitapların hayatımızdaki rolünden çaldı gibi... </div><div>
</div><div><br></div><div>
</div><div>Şimdi bana dürüst, kartları açık, ''neyse o'' diyen telefonum ve "ben bunları buldum ister inan ister inanma" ya da "bunu mu demek istedin" diye soran (fakat bütün çirkin ve eski fotograflarımı gösteren, bebeklik fotografımı bulamayıp kendisinde bulduğum) Google, neyi nasıl yapacağımı gösteren how to videolarını izleyebildiğimiz wikihow ve türevleri, müzik videoları ve performansları ve daha bir çok şey izleyebildiğim YouTube gibi bana bir şeyler katan, eğlendiren böyle arkadaşlarım varken, bazı insanların yalanlarını çekemiyorum. Etkileyici görünmek uğruna role girmelerini, showlarını izleyemiyorum.</div><span style="-webkit-tap-highlight-color: rgba(26, 26, 26, 0.296875); -webkit-composition-fill-color: rgba(175, 192, 227, 0.230469); -webkit-composition-frame-color: rgba(77, 128, 180, 0.230469); ">Ben kendime yetebilirken, I'm so busy finding myself diye şarkı sözleri duyunca, gözlerimde ikonik kalpler yanarken, bu internet sansürleri teknolojik arkadaşlarımı da o kişilere benzetiyor.</span><div><div><br></div><div>Sarılabileceğim yumuşak bir robot da yaparlarsa yaşlandığımda robotla hayatıma devam edebilirim. Gerçekten ben herkesi olduğu gibi kabul etmeye çalıştıkça, sınanıyorum herhalde. Tolare edebiliyor oluşum, merhamet ve anlayış gösterebiliyor oluşum suistimal edilmem gerektiği anlamına gelmemeliydi. Orda hayır diyebilmek önem kazanıyor. İnsanlar istemiyorlar iyi davranılmayı bazen. Vicdani sebepler bile olabilir. </div><div>İnsanların istediğim gibi olmayacaklarını, kimsenin hatasız olmayacağını bilmek ve mesafeyi ayarlamak gerek. Değer kaybetmemi sağlamasaydı iyi olurdu bu mesela. Ama gözden düşüşle doğru orantılı oluyor herhalde size verilen değer de. Kimse kimseden hoşlanmak zorunda hiç değil, ama her zaman herkes nazik olmak, hanımefendi beyefendi gibi davranmak zorunda. Kaybetmez, kazanır. Yontulmamış davranışlar, gösterişsever kişilerin genelde atladığı bir nokta. Ama ne yapabilirsin... Yapacak bir şey yok, kendinle ilgileneceksin başkaları sana ne yaparsa yapsın senin bakış açın, hayır deyişin, sınırları koyuşun değişecek mutlu olmak için. </div><div>Ayrıca nazik olmak; dalkavukluk etmek, gereksiz yalanlara başvurmak değil. Bu da çok ince bir çizgi. </div><div><br></div><div>Yalnızlıkla sorunu olmayan kişiler kendileriyle barışıktır. Hep bunu derim fakat ben kendi seçimim olarak, yalnızlığın tadını keyifle fazla çıkardım son 2-3 haftadır, suyunu mu çıkardım acaba diye de düşünmeye başladım artık; sonuç olarak, tek sorun bunca zaman sonunda bir sarılmalık gövde bulmakta oluyor. Artık onu da gömlek şeklindeki (boyfriend pillow) yastıklardan alarak çözebilir, o açığı kapatabilirim. Fancy'de gördüm. <span style="font-family: Helvetica; -webkit-tap-highlight-color: rgba(26, 26, 26, 0.292969); -webkit-composition-fill-color: rgba(175, 192, 227, 0.230469); -webkit-composition-frame-color: rgba(77, 128, 180, 0.230469); -webkit-text-size-adjust: auto; "><a href="http://fancy.to/tiy65h" x-apple-data-detectors="true" x-apple-data-detectors-type="link" x-apple-data-detectors-result="0">http://fancy.to/tiy65h</a> "Yastıklara Sarılıp Yatar Mıydın" eşliğinde, oh ne güzel. </span>Valla I gave it a like. </div><div><br></div><div>Sevgililer gününde de meditasyon hocalık eğitimi izdivasında olacağım. Oh oh ne güzel. Zaten geçen sene de 14 şubat yine yoga ile geçmişti. Bu arada 1 hafta internet ve telefonum olmayacak hey heylerin davetli olduğunu görebiliyorum şimdiden. </div><div><br></div><div>Bir de bugün sevdiğim bir insanla sushi yemek istedim ama canım arkadaşlarımı aramadım, canım olmayanları aradım mazoist denemeler bunlar herhalde. Bazen paralel evreni merak ediyorum da... E, yalnız yedim. Sadece burası üzücü ama gerisi çok bağımsız, çok güçlü! Çok kendinden emin! Yani bu kısım da olmasa zaten yin yang nerde derim, alışmışız gökkuşağı yağmur, gökkuşağı, kar, tipi... Kafamıza kafamıza!.. İki yüzümüz gülmesin, ardından ağlamayan hakkıyla sevinemiyor sanki. O yüzden zaten doğal olmaz. Yok öyle yüzde yüz güçlü insan. Yok öyle gece olmadan gündüz. O sahnede alkışladığınız dünya starları bile eve gidince yapayalnız kalıyorlar derin gerçekte. O kadar parlak ışıklı olsa da kulisi öyle değil.</div><div>
</div><div>Gözlerimin zaten ilgiyle açılmasını sağlayan çok fazla şey yok belki de bu yüzden kafa hep ordan oraya yüz bin tane tab açmış gibi zıplıyor. Baş belası dikkat eksikliğim küçüklüğümden beri peşimde...</div><div>Fakat o gözlerimi açan şeylerde gösterdiğim şaşırtıcı performansı ben bile bazen kendime yabancılaşarak takdir edebiliyorum. (Düşün ki kendini takdir etmekte zayıf olan ben)</div><div>Ve bunu yapabilen şeylerin hepsi teknoloji destekli şeyler. İnsanlar tek başlarına bunu yapamıyorlar bana çoğu zaman. Hayır yani, bunu yapabildiyseniz gerçekten özel durum kitini kırmışsınız demektir. Close friends list'imdesinizdir. </div><div>Gerçekten her şeyi normal karşılayan, ilgisizlik abidesi bir insanım galiba. Benim hayatımda her şey muhtemel. Ya da bana olur belki de her şey, ben de bağışıklık sistemi alanında soyut bir body building yaptım. Ya da tamam ya biliyorum herkesin öyle... Böyle şaşıramamak da pek iyi değil. Yok yok, ya galiba güzel şeylere şaşırabiliyorum... </div><div>Ayrıca şom ağız dedikleri şey de, ileri görüşlülük... Kapalı gözlerimle önceden karayı gördüysem şaşırmamam normal. </div><div>Asyalı göz kapaklarım yaşlanınca daha da düşecekmiş, ağırlaşacakmış, sonra uyku modunda hayatıma devam edeceğim.</div><div><br></div><div>Şimdi bu monologa son veriyorum. Zengin kalkışı.</div><div>Başka tab açıcam.</div><div>Bunun özlemini realde de yaşamamak elde değil.</div><div><br></div><div>Sarıldım.</div><div><br></div><div>
</div><div>G</div></div><div><br></div><div><br></div><div><br></div><div><br></div><div><br></div><div><br></div>GÜLÇİN ERGÜLhttp://www.blogger.com/profile/14042146632195933845noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-5437942836270828910.post-15010517905208793622013-07-21T11:07:00.002-07:002013-07-21T14:53:16.274-07:00KIRIK BİR KALPLE, YAŞAMAKTAN ZEVK ALMANIN YOLLARI (Come, join me!)<br>
<div>
<br></div>
<div>
<br></div>
<div>
<br></div>
<div>
<div>
<ol>
<li><span style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0.0078125);">GOOD MORNING SUNSHINE!!! :)</span></li>
</ol>
</div>
<div>
<br></div>
<div>
<div>
<b style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Biz ince, kırılgan, narin, zayıf yanlarımızla da varız...<i> </i></b></div>
<div>
<br></div>
</div>
<div>
Kırık kalple güne başlarken, sizi bomba gibi uyandırabilecek, yüzünüze bir gülümseme yerleştirebilecek bir şeyler gerekli. Uyandığınızda gözünüzün önüne gelen malum kalp kırıklarını, sürekli ileri geri sarıp oynattığınız dünü biraz sizden uzaklaştırabilecek bir şeyler olmalı. </div>
<div>
Uzun bir elbiseyle yüzdüğünüzü hayal edin, elbiselerin eteklerinde küçük kurşun ağırlıklar olduğunu... Bu kurşunlar eteğin çekim sırasında yukarı çıkmasını zorlaştırıyor ama zaten ıslanınca külçe gibi olan koskoca uzun elbisenin ağırlığıyla, bacaklarınıza dolanan eteğin parçalarıyla yüzmek için mücadele ederken bu kurşunlar sizi daha da dibe çekiyor. İşte ben hayatımdaki, özellikle de özel hayatımla ilgili tüm yapışkan takıntıları, dönüp duran fazla gereksiz arızaları, böyle dibe çeken ağırlıklar olarak görüyorum. Bu hissiyatı gözümde resimlendirince kurtulmak bile istemediğim, düşünerek kendimi üzmeyi sevdiğim saçmalıkları biraz da olsa kendimden uzağa fırlatma isteği doğuruyor içimde.</div>
<div>
<br></div>
<div>
iLK ADIM</div>
<div>
En sevdiğiniz majör şarkılardan birini seçmelisiniz, kendini duyurduğunda sizi gülümsetebilen bir şarkınız eğer yoksa, son zamanlarda ot gibi yaşamakta olduğunuzun bu önemli belirtisinden kurtularak başlayın. </div>
<div>
iPod, radyo, tv, yeni çıkan şarkıların listeleri, belki itunes store, her ne varsa işte keşfe çıkın.</div>
<div>
Burada önemli olan ne olduğu, nasıl bir müzik olduğu değil, sizde yarattığı etki.</div>
<div>
<br></div>
<div>
İKİNCİ ADIM</div>
<div>
Telefon, dock, müzik seti gibi teknolojik ekipmanlar sayesinde, en sevdiğiniz şarkıyla uyanabilirsiniz. Her alette var bu özellik ama bunu kullanan kendim haricinde tek bir kişi tanımıyorum. Ama inanın ki güzel uyanacaksınız. Yalnız kendiliğinden biyolojik saatinizle uyandıktan sonra çalmasını tavsiye ederim. 8 saatinizi hesaplayın, kendinize kaçta uyanacağınızı fısıldayın, müzikle çalmak üzere kurulmuş olan saatinize (ya da ben ipod, iphone ve ipad ile uyumlu dock kullanıyorum) bakıp uyuyun. Sabah muhtemelen mucizevi şekilde biyolojik saatinizle uyanmış olabilirsiniz. Ve planımıza göre az sonra sevdiğiniz şarkı size günaydın diyecek. Biraz kullanma klavuzu okumanız gerekebilir belki.</div>
<div>
Sabah dinlediğiniz majör şarkıların gününüzü güzel etkilediği araştırmalarla kanıtlanmış durumda, olmasa da etkisi aşikar zaten.</div>
<div>
<br></div>
<div>
Dikkat edilmesi gerekenler:</div>
<div>
<ul>
<li>Şarkının introsu sizi yataktan fırlatacak kadar güçlü başlamamalı. Yoksa o kulak tırmalayarak çalan eski çizgi filmlerdeki nefret edilesi, kırılası çalar saatlerden farkı olmayacak.Şarkınızın giderek yükselen, merhametle uyandıran bir yumuşaklıkta başlaması gerekir. Volume ayarınızı da kısık ayarlayın. Yüksek sesle uyanmak istemeyeceksiniz. Kulaklarınız da, karanlıktayken birden açılan ışık karşısında rahatsız olan gözlerinizin sendromunu yaşamasın.</li>
</ul>
</div>
<div>
<ul>
<li>Sözlerin ne dediği de oldukça önemli. Olumlama cümleleri içermesinde fayda var. Pozitif düşüncenin gücünü hafife almayalım, ona kaçmak isteyen, temcit pilavı gibi döndürüp döndürüp gereksiz negatiflikler düşünmek isteyen aklınızı, güzellikle meşgul etmek, güzellikleri görebilecek kadar güç verebilmek için sözleri dinleyebileceğiniz, düşünce gücünüzle pozitifi çekeceğiniz bir şarkı bulalım. Ne düşüneceğimize dikkat etmekte fayda var. </li>
</ul>
</div>
<div>
<br></div>
<div>
<br></div>
<div>
Örnek: Alain Clark - Wonderful Day </div>
<div>
''Wonderful day, today is gonna be a wonderful day for me.''</div>
<div>
Today, Everything is gonna go my way''</div>
<div>
Lyrics: <span style="-webkit-composition-fill-color: rgba(175, 192, 227, 0.230469); -webkit-composition-frame-color: rgba(77, 128, 180, 0.230469); -webkit-tap-highlight-color: rgba(26, 26, 26, 0.292969); -webkit-text-size-adjust: auto; background-color: #eeeeee; font-family: arial; font-size: 13px; font-weight: bold;">Alain Clark</span></div>
<div style="-webkit-composition-fill-color: rgba(175, 192, 227, 0.230469); -webkit-composition-frame-color: rgba(77, 128, 180, 0.230469); -webkit-tap-highlight-color: rgba(26, 26, 26, 0.296875); -webkit-text-size-adjust: auto; background-color: #eeeeee; border: 1px solid gray; font-family: verdana; font-size: 11px; line-height: 18px; padding: 10px;">
<div style="color: grey; font-family: arial; font-size: 10px; line-height: normal; margin-top: 10px;">
<a href="http://artists.letssingit.com/alain-clark-s7tsm/overview">http://artists.letssingit.com/alain-clark-s7tsm/overview</a></div>
</div>
<br>
<div>
<br></div>
<div>
Ya da ben Kirtan sevdiğim için, C.C.White'ın Soul Kirtan albümünden Karuna Sagari Ma ile uyanabiliyorum. Yüzümü güldürüyor. (mantra)</div>
<div>
<br></div>
<div>
Mesela bu tatilde benim uplifting şarkım Jamie Cullum - Mind Trick'ti.</div>
<div>
<br></div>
<div>
Kırık kalple yaşamaktan zevk almak, güne güzel başlayabilmek için şarkı önerilerinizi paylaşmanızı bekliyorum. ;)</div>
<div>
<br></div>
<div>
<br></div>
<div>
Şarkı başlayınca yatakta yüzünüzde bir gülümsemeyle dinleyerek, dans ederek uyanabilirsiniz. </div>
<div>
Numaradan bile olsa gülümseyin, yüz kaslarınız size mutluluk hissini hatırlatacak. Elleri, ayakları yavaşça uyandırın, sonra kollar ve bacaklar başlayan dalgayı devam ettirebilir. Tüm bunlar, bakış açınız, sizin kendinize verdiğiniz değer ve kendinizle aranızdaki mizah ve keşiflerinize bağlı. Kendi kendinize eğlenmek sizin elinizde.Dans ederken, yoga yaparken yapılan bir şey bu bahsettiğim. Vücudunuzu dinleyerek, farkında olarak, ona ne ihtiyacı olduğunu sorarak uyandırın. Tutulmuş musunuz, nasıl bir strech, nasıl bir gerinme ihtiyacı duyuyorsunuz, araştırın. Belki de kendinize biraz masaj yaparak uyandıracaksınız vücudunuzu. Belki güne meditasyonla başlayacaksınız birazdan.</div>
<div>
<br></div>
<div>
Tüm bunlar henüz 1 dk bile olmadı belki de. Belki de tüm şarkıyı dinlediniz keyifle. Take your time!</div>
<div>
<div>
<div>
Ben albümün devam etmesini tercih ediyorum. Dolayısıyla aynı çizgide ve enerjide devam ediyor sabahım. </div>
</div>
<div>
</div>
<div>
</div>
</div>
<div>
<br></div>
<div>
Devamında hemen benim ilk işim büyük bir bardakla su içmek. </div>
<div>
Üşeniyorsanız müsli öneriyorum malum kalp kırık olunca zengin Türk kahvaltısı biraz zor gelebiliyor.</div>
<div>
<br></div>
<div>
Şimdilik bu kadar. </div>
<div>
<br></div>
<div>
Sarılıyorum...</div>
<div>
<br></div>
<div>
<br></div>
<div>
GE</div>
<div>
<br></div>
<div>
<br></div>
<div>
<br></div>
<div>
<br></div>
<div>
<br></div>
<div>
<br></div>
<div>
<br></div>
<div>
<br></div>
<div>
<br></div>
<div>
<br></div>
<div>
</div>
</div>
GÜLÇİN ERGÜLhttp://www.blogger.com/profile/14042146632195933845noreply@blogger.com5tag:blogger.com,1999:blog-5437942836270828910.post-56622971309904295942013-01-08T16:01:00.001-08:002013-01-09T08:04:07.702-08:00MONA LISA SMILE :)<br />
<br />
Madem blog'um bensiz ağladı bunca zaman, ben yazarken kar da klavyemin tıkırtısına güzeliğiyle eşlik etsin bu gece...<br />
<i>İç ses: Acaba ne yazacağım!?</i><br />
<br />
Görmediğimi sanıyorsunuz bazen; mention tweet'lerinizi görüyorum, okuyorum. Özellikle sürekli yazan, senelerdir beni takip eden kişileri zaten tanıyorum.<br />
Biliyorum, bekliyorsunuz. - <i>Ben de öyle!..</i><br />
<br />
<b>"Albüm ne zaman, ne zaman, ne zaman???</b> " diyen seslerinizi duyuyorum, tweet'lerinizi okuyorum.<br />
Biliyorum albüm hazırlığı oldukça uzadı, fakat elim boş olmayacak. <i>= değil!</i><br />
Albümümün prodüksiyonunu, çok sevilen, benim de beraber çalıştığım için çok sevindiğim biri yapmaya başladı. <i>Şimdilik bu yeterli bir ipucu. ;)</i><br />
<br />
Bu blogumun yüzünü güldüren bir yazı olmadı daha çok tweetlonger yerine kullanıldı, zavallı bakımsız cadı bahçesi blog'um AMA umarım yine yazmamı isteyenlere bir Mona Lisa tebessümü olmuştur.<br />
Heeey! En azından şimdilik!<br />
<br />
PS: Put your Mona Lisa smile on!<br />
Like I do...<br />
<br />
İyi geceler!<br />
<br />
ya da....<br />
<br />
Günaydın!<br />
<br />
Her ne zaman okuyorsanız.. :)<br />
<br />
9 Ocak 2013<br />
02.00<br />
<br />
Gülçin<br />
<br />
<br />
<br />GÜLÇİN ERGÜLhttp://www.blogger.com/profile/14042146632195933845noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-5437942836270828910.post-28974289385905868802012-10-29T09:12:00.002-07:002013-01-08T17:06:44.099-08:00Saçmalık...(Zıplayan düşünceler) <br />
<br />
Çok saçma günler yaşıyorum.<br />
Nedense doğum günlerim hep kötü geçer... Bir istisna olmuştu o ayrı...O da çok güzel olduğu için hatırladığımda acıtır oldu.<br />
The Guitarist diye bir film izledim dün kadın kanser olmuştu. Hayatını 2 ay sonra yokmuş gibi yaşadı. Kanseri atlattı. Nedir ki saçma sapan moral bozucu etkenler hayattan soğutan bunun yanında!? Düşününce orda, çözüp yolladıkça ardında her olumsuzluk.<br />
<br />
Uzun zamandır yazmıyorum. Bu da yazmak değil.<br />
Zaten kuyuya bağırmak gibi bir şey oluyor bazen, öyle bir eko monoloğu gerçekleştiriyorum.<br />
<br />
Her şey anlaşılamayacak kadar basit demiştim. Aslında kabul edince her şey kolay. Biraz bunu düşününce iyi geliyor.<br />
<br />
Kimseye güvenmesek daha mı iyi olacak güvensek mi daha sağlıklı kalacağız bunu ayırt edemiyorum şu anda. Arası da varsa oralarda dengede kalmak çok zor.<br />
<br />
İnsanları çok önemsemek ne kadar da acı verici. Caring someone hurts... Yani o yüzden mi kütük robotik insanlara dönüşüyor kimileri... Ben de numb olmak istiyorum. Ben de acıtılmamak, ben de bazen hissetmemek istiyorum... Ben de pişman olmayacak kadar insanları önemsememek istiyorum.<br />
<br />
29 Ekim 2012<br />
18.18<br />
<br />
No rewriting, No editing, Nothing!<br />
<br />
Gülçin<br />
<br />
<br />
<br />GÜLÇİN ERGÜLhttp://www.blogger.com/profile/14042146632195933845noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-5437942836270828910.post-28040703946237618832012-04-09T09:59:00.001-07:002012-04-09T10:01:30.622-07:00BRAVO! - GÜLÇİN (ŞARKI SÖZLERİ)BRAVO! (ŞARKI SÖZLERİ)<br />
<br />
BRAVO ! BRAVO! BRAVO!!!!<br />
1000 PUAN KAZANDINIZ , BEYEFENDİ<br />
BU KÜÇÜK OYUNDA<br />
KÜÇÜKLÜK KAZANDINIZ, BENİ ÜZMEKLE<br />
BRAVO! BRAVO! BRAVO!!!!<br />
1000 PUAN SiZE BEYEFENDI<br />
HAZIR CEVAPLIK iYi AMA<br />
MERHAMETTEN NOKSANSINIZ<br />
<br />
<br />
UKALALIK KOLAYDIR<br />
HAZIR CEVAP OLUNCA<br />
AMA ALTIN PORTAKAL<br />
MUTEVAZI OLANDA<br />
KİMSEYE İSPAT ETME<br />
TAMAM, HERKES GÖRÜYOR SENİ<br />
RAHAT OL, BAKIYORUZ<br />
MARKE ETME , ROL ÇALMA, HERSEY ORTADA!<br />
<br />
<br />
BRAVO! BRAVO! BRAVO !!!!<br />
1000 PUAN KAZANDINIZ , BEYEFENDİ<br />
BU KÜÇÜK OYUNDA<br />
KÜÇÜKLÜK KAZANDINIZ, BENİ ÜZMEKLE<br />
BRAVO! BRAVO! BRAVO!!!!!<br />
1000 PUAN SİZE BEYEFENDİ<br />
HAZIR CEVAPLIK İYİ AMA<br />
MERHAMETTEN NOKSANSINIZ<br />
<br />
<br />
NE KADAR YÜKSELİRSEK<br />
GÖNÜL O KADAR ALÇALMALI<br />
YARIN BUGÜNDEN BAŞLADI<br />
KENDİMİZLE HEMEN BARIŞMALI<br />
5-0 BAŞLASAK DA HAYATA<br />
DAHA ÇOK YOL VAR KAZANMAYA<br />
ÇOK DİYAR VAR GÖRECEK,O YÜZDEN<br />
KUŞ BAKIŞINA NE GEREK?!<br />
<br />
<br />
BRAVO! BRAVO! BRAVO!!!!<br />
1000 PUAN KAZANDINIZ , BEYEFENDİ<br />
BU KÜÇÜK OYUNDA<br />
KÜÇÜKLÜK KAZANDINIZ, BENİ ÜZMEKLE<br />
BRAVO! BRAVO! BRAVO!!!!!<br />
1000 PUAN SİZE BEYEFENDİ<br />
HAZIR CEVAPLIK İYİ AMA<br />
MERHAMETTEN NOKSANSINIZ<br />
<br />
<br />
BRAVO... 1000 PUAN KAZANDINIZ...<br />
OYUN BİTTİ...<br />
İLK LEVEL'DA...<br />
<br />
<br />
GAME OVER!!!<br />
<br />
<br />
KOCA BİR BRAVO SİZE BEYEFENDI!<br />
<br />
<br />
BRAVO! BRAVO! BRAVO!!!!<br />
1000 PUAN KAZANDINIZ , BEYEFENDI<br />
BU KÜÇÜK OYUNDA<br />
KÜÇÜKLÜK KAZANDINIZ, BENİ ÜZMEKLE<br />
BRAVO BRAVO BRAVO<br />
1000 PUAN SİZE BEYEFENDI<br />
HAZIR CEVAPLIK İYİ AMA<br />
MERHAMETTEN NOKSANSINIZ<br />
<br />
<br />
BRAVO! BRAVO! BRAVO!!!!<br />
<br />
<br />
GAME OVER , DON'T TRY AGAIN...<br />
<br />
<br />
Söz - Müzik : Gülçin Ergül<br />
Düzenleme : Özgür Buldum, Özgür Ordulu<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.youtube.com/embed/V3kkj1YLd54?feature=player_embedded' frameborder='0'></iframe></div>http://youtu.be/V3kkj1YLd54GÜLÇİN ERGÜLhttp://www.blogger.com/profile/14042146632195933845noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-5437942836270828910.post-5593760678813494172012-01-28T11:43:00.000-08:002013-07-26T15:31:47.881-07:00Çok basitÇoğunluğun doğru ya da güzel olduğunu düşündüğü bir şey, sırf çoğunluk rağbet gösteriyor diye gerçekten doğru ya da güzel olamaz. Bu da demokrasiyi ve pop olan herşeyi sorgulamak için yeterli.GÜLÇİN ERGÜLhttp://www.blogger.com/profile/14042146632195933845noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-5437942836270828910.post-15600089481778112692011-08-03T00:57:00.000-07:002013-01-08T17:10:22.597-08:00DÜNYADA GRUPLARINDAN AYRILAN ÜNLÜLER<div class="mbl notesBlogText clearfix">
<div>
"Bir grubunuzun olması, gruba uyumlu olmak adına, bir genel temaya bağlı kalmak ve bundan keyif almak demektir. Tek başına bir orkestrayla şarkı söylemek, istekleriniz doğrultusunda kararlar verebilmek, kendinizi gerçek anlamda ifade etme fırsatı yakalayabilmek demektir.İkisi de çok ayrı iki boyutta keyifli konumlar. Dünyada da, grupta ve tek başına olma deneyimi edinen bir çok sevdiğimiz ünlü var. Mesela Justin Timberlake grubundan ayrılmasaydı dünyanın Justin'i bu kadar sevmek için fırsatı olmayacaktı. Bu tüm dünyada çok normal karşılanan, kaçınılmaz, organik bir geçiş. Benim de yaşamam gerekiyormuş, ben de bu iki deneyimi de yaşıyor olmaktan memnunum. "<br />
<br />
İşte dünyaca ünlü gruplar ve tek başına da başarı yakalayan ünlülerin sadece bir kısmının listesi:<br />
<br />
Police - Sting<br />
Jackson Five - Michael Jackson<br />
Pussycat Dolls - Nicole scherzinger<br />
Blue - Simon Webbe<br />
Destiny's Child - Beyonce / Kelly Rowland / Michelle Williams<br />
N'Sync - Justin Timberlake<br />
Take that - Robie williams / Garry Barlow<br />
Sugababes - Mutya Buena<br />
Spice Girls - Mel C / Emma / Geri Halliwell<br />
Girls Aloud - Cheryl Cole<br />
Black Eyed Peas - will.i.am / Fergie<br />
Backstreet Boys - Brian Littrell / Nick Carter<br />
Boyzone - Ronan Keating<br />
Bee Gees - Robin Gibb<br />
B2K - OMarion<br />
Blue - Simon Webbe<br />
No Doubt - Gwen Stefani<br />
Girls Aloud - Cheryl Cole<br />
Bon Jovi - Jon Bonjovi<br />
4 none blondes - Linda Perry<br />
Volvox - Şebnem Ferah,Özlem Tekin<br />
<br />
<br />
Şubat 2011<br />
<br /></div>
</div>
GÜLÇİN ERGÜLhttp://www.blogger.com/profile/14042146632195933845noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5437942836270828910.post-70346630252797883642011-08-02T23:24:00.000-07:002011-08-02T23:39:56.179-07:00Trendy - Ağustos 2011 / GEFC'den mesajlar<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjtokZkiKO8fskSw4E4ZRX0I6PmteO23LsJPnzKpY-Bifq3gNYYTpNqYqB38MxbAmfs9TvdbJ_kyNSVZVhdR3GkOrKI4xuhQc1JD8Asw9e_MKJQPcoxIx_kb7GyrLt6vCz5Lfu8U7h3BZ13/s1600/trendyagustos2.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjtokZkiKO8fskSw4E4ZRX0I6PmteO23LsJPnzKpY-Bifq3gNYYTpNqYqB38MxbAmfs9TvdbJ_kyNSVZVhdR3GkOrKI4xuhQc1JD8Asw9e_MKJQPcoxIx_kb7GyrLt6vCz5Lfu8U7h3BZ13/s640/trendyagustos2.png" width="450" /></a></div><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgCN7_vQeCMoENrbQm5jf4d3N_9Tm2qkbM_hb3b7matYEdPT5xu8Clidsbb_C4npKzBBfb2v8NuU2cSQW5u_Ybzcq3gJGyKywc5xFZW0dwbkFdM082QmB8PIY12xEBQ1mcRNOoQbRRKr7nT/s1600/trendyagustos3.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgCN7_vQeCMoENrbQm5jf4d3N_9Tm2qkbM_hb3b7matYEdPT5xu8Clidsbb_C4npKzBBfb2v8NuU2cSQW5u_Ybzcq3gJGyKywc5xFZW0dwbkFdM082QmB8PIY12xEBQ1mcRNOoQbRRKr7nT/s640/trendyagustos3.png" width="450" /></a></div><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjnkMuuLOpBX-2Z6Z-KEjTkBbk0KBNEhKEA4qJiIE8bNk5PTKgmzzzPYDMPclvvn6BmeCKLLKhFSskq6-HZJrwdxsz2qmPFZEbpWzS52bb12aKVFbC53boZfhw0lehXQFEi6I9oDQiE0kGt/s1600/TRENDYagustos2011.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjnkMuuLOpBX-2Z6Z-KEjTkBbk0KBNEhKEA4qJiIE8bNk5PTKgmzzzPYDMPclvvn6BmeCKLLKhFSskq6-HZJrwdxsz2qmPFZEbpWzS52bb12aKVFbC53boZfhw0lehXQFEi6I9oDQiE0kGt/s640/TRENDYagustos2011.png" width="450" /></a></div>GÜLÇİN ERGÜLhttp://www.blogger.com/profile/14042146632195933845noreply@blogger.com0